Aktinik keratoz nedir?

Aktinik keratoz (Güneş keratozları, yaşlılık lekesi) 

Genellikle açık tenli ve yaşlı kişilerde görülen, cilt kanserine dönüşme potansiyeli olan, kanser öncesi lezyon olarak tanımlanan, kalınlaşmış, sarımsı, pullu cilt lekeleri ile karakterize bir hastalıktır.  

Hastalığın oluşumundaki en önemli neden güneş ışınlarına aşırı maruziyettir. Güneş gören vücut bölgelerinde ultraviyole ışınlarına bağlı cilt hücrelerinin anormal gelişiminden kaynaklanır.  

Yüz, kulak kepçesi, burun sırtı, alın, el, kollar, kadınlarda bacaklar, saçları dökülen erkeklerin başında saçsız deride görülebilir. 

Risk özellikle 40 yaş üzerinde yaşla birlikte artar. 

Riskli gruplar: 

  • Uzun süre güneş altında çalışanlar (çiftçi, denizci vs), 
  • Yaşlı kişiler 
  • Açık tenliler, 
  • Erkekler, 
  • Bağışıklık sistemi zayıflamış kişiler (hastalık veya ilaçlar nedeniyle), 
  • Daha önce sık sık güneş yanığı öyküsü olanlar, 
  • Güneşten korunma alışkanlığı olmayan kişiler, 
  • Genetik faktörler (ultraviyole ışınların DNA hasarına yol açmasına bağlı p53 gen mutasyonu), 

Belirtiler: 

  • Açık tenli cilt, 
  • Cilt kuru ve pütürlü, hafif kalınlaşmış, zımpara kağıdı görünümünde, 
  • Deri üzerinde genellikle iyi sınırlı, kahverengi, kırmızımsı, pullu kabarıklık (papül), 
  • Kabarıklık bazen gözle görülmez elle hissedilebilir, 
  • Güneş gören yerlerde lezyonlar, 
  • Lezyon bölgesinde hassasiyet, kaşıntı, yanma hissi olabilir, 
  • Lezyon sayısı birden fazladır, 
  • Lezyon çevresindeki deride güneş hasarına bağlı değişiklikler (renk değişikliği, damar yapısında belirginleşme, pigment artışı vs). 

Tanı: 

Aktinik keratoz tanısı bir dermatolog tarafından yapılacak muayene ile konabilir. Hastalığın kansere dönüşme potansiyeli olması nedeni ile ayırıcı tanısının iyi yapılması gerekir. 

Kansere dönüşme potansiyeli açısından risk faktörleri 

  • İnflamasyon 
  • Lezyon çapının 1 cm’den büyük olması, 
  • Hızlı büyüme, 
  • Kanama, 
  • Kızarıklık, 
  • Ülser varlığı. 

Tedavi: 

Lezyon sayısına, büyüklüğüne, bulunduğu yere, lezyonun süresine ve diğer belirtilere göre farklı tedavi seçenekleri vardır. Tedavide temel unsur güneşten korunmadır. Açık tenli ve özellikle yaşlı kişilerin güneş ışınlarının dik açıyla geldiği öğle saatlerinde dışarı çıkmamaları, güneşe çıkarken güneş koruyucu kremler kullanmaları, şapka takmaları önerilir. 

Bir lezyon varsa ve çok küçük çaplı ise takip etmek yeterli olabilir. Birden fazla lezyon varsa beraberinde başka şikayetler (kaşıntı, sızı vs) varsa bir dermatolog muayenesi önerilir. 

Sık kullanılan tedavi seçenekleri şunlardır:  

  • Kriyoterapi:  Lezyon sayısının 10 dan az olduğu vakalarda tercih edilir. Sıvı nitrojen ile lezyon dondurularak, anormal çoğalması engellenir. Kolay ve etkili bir yöntemdir, bazen tek uygulama yeterli olmaz, tekrarlamak gerekebilir. Ancak ciltte pigment değişiklikleri yapabilir. 
  • Elektro koter: Kriyoterapinin uygulanamadığı durumlarda tercih edilebilir. Lezyonlu doku koter aracılığı ile uzaklaştırılır. Alttan yeni cilt dokusu gelir. 
  • Traşlama: Biyopsinin gerekli olduğu durumlarda kullanılabilir. 
  • Fotodinamik tedavi: Özel bir ilaç uygulaması sonrası lezyon üzerine ışık verilir, hücrelerin öldürülmesi ve anormal büyümenin önlenmesi amaçlanır. 
  • Lazer tedavisi: Lazer ablasyon yöntemi ile lezyonlu cilt uzaklaştırılır. 1-2 haftada cilt düzelir. 
  • Topikal ilaçlar: Özellikle lezyon sayısının fazla olduğu vakalarda a 5-fluorourasil, diklofenak ve imikimod gibi topikal ajanlar da kullanılabilir.  
  • Tretinoin gibi topikal retinoidler de kullanılabilir ancak etkinlikleri tam olarak kanıtlanamamıştır.  
  • Kimyasal peeling: Triklorasetik asit ve fenol gibi kimyasallar kullanılarak cildin soyulması sağlanabilir.  

 

 

 

Scroll to Top