Anksiyete bozukluğu nedir?

Anksiyete Bozukluğu (Kaygı Bozukluğu) 

Anksiyete (kaygı) nedeni bilinmeyen, genellikle gerçek bir nedene dayalı da olmayan, kişinin kendisi ya da yakınlarının başına kötü bir şey geleceği, baş edemeyeceği bir zorlukla karşılaşacağına dair yoğun kaygı, endişe duyması, bu kaygıya bağlı fiziksel ve psikolojik belirtiler göstermesi durumudur.  Kişinin günlük hayatta karşılaşabileceği bir olayı, olduğundan daha tehlikeli görmesi ve bundan dolayı endişe duymasıdır.  

Günlük hayatta herkes bir miktar kaygı duyar. Okula tek başına giden çocuğunun başına bir şey geleceği endişesi, ekonomik endişeler, iş hayatıyla ilgili endişeler, sınavdan düşük puan alacağı endişesi, bir işi eksik yapacağı endişesi gibi. Ancak kaygı bu durumlarda bir önlem almamıza neden olur. Para biriktirmek, çocuğunu servise kaydettirmek, sınava çalışmak vs kaygıyı azaltmak için vücut savunma mekanizmaları geliştirir. Normal bir kişi bu kaygıları ile baş etmenin yollarını bulur.  

Anksiyete bozukluğunda kişi, günlük hayatta normalde kaygı duyulmayacak şeylere karşı da kaygı duyar. Kaygı çok yoğun hissedilir. Süreklidir. Günlük hayattaki işlevleri etkilenmeye başlar. Vücut bu endişe ve korkuya karşı savunma mekanizmaları geliştirir. Bu savunma kendini fiziksel ve psikolojik belirtilerle gösterir. İş hayatı, okul hayatı, sosyal hayat etkilenir. 



Ansiyete bozukluğu toplumlarda en sık görülen psikiyatrik hastalıklardandır. Toplumda görülme sıklığının %15-30 arasında olduğu düşünülmektedir.  

Anksiyete bozukluğu hemen her yaşta ve cinsiyette görülebilir. Ancak ergenler ile 35-59 yaş aralığında ve kadınlarda, düşük gelirli gruplarda biraz daha sık görülür. Anksiyete bozukluğunun belirtileri özellikle yalnız kalınan, daha çok düşünme ortamının olduğu gece saatlerinde daha yaygın görülebilir. Uygun tedavi ile kontrol altına alınabilir.  

Ansiyete bozukluğunun türleri: 

Ansiyete bozukluğu, temelinde kaygı yatan bir hastalık grubudur. Bunlar: 

  • Yaygın anksiyete bozukluğu: Kişinin her konuda kaygı duyması, endişelenmesi, korkmasıdır. Sürekli, aşırı ve durumla uygun olmayan bir endişe hali vardır. 
  • Panik Atak: Hayati bir tehlike olmamasına rağmen kişide endişe, korku oluşmasıdır. Aniden ortaya çıkar, tekrarlar, ölüm korkusu, çarpıntı, nefes darlığı, terleme, yoğun stres ve sıkıntı gibi fiziksel veya psikolojik belirtiler gösterir.  
  • Sosyal fobi: Kalabalık ortamlarda küçük düşürülme, aşağılanma korkusudur. Kaygı duyduğu için çekinir, alçak sesle konuşur, kendini ifade edemez, sunum yaparken bayılır, yemek yemez, davetlere katılmaz vs.  
  • Özgül fobiler: Bazı özel aktiviteler esnasında kişinin acil durumda yardım alamayacağı, ciddi sıkıntı çekeceği kaygısıdır. Doğa yürüyüşü esnasında yılan ısırması, akrep sokması, uçakla yolculuk esnasında uçağın düşeceği korkusu, asansör korkusu vs.  
  • Travma sonrası stres bozukluğu: Doğal afet, savaş, trafik kazası, cinsel saldırı gibi kişiyi aşırı korkutan, dehşet içinde ve çaresiz bırakan, günlük hayatta sıklıkla karşılaşılmayan, sıra dışı olayların yol açtığı psikolojik etkilerdir. 
  • Obsesif kompulsif bozukluk ( OKB): Takıntılı düşünce, fikir ve dürtüler ile bu kaygıları gidermek için yapılan tekrarlayıcı davranışlar ve zihinsel eylemlerdir.  

Anksiyete bozukluğunun nedenleri:  

  • Aile öyküsü: Birinci derece yakınlarında ansiyete bozukluğu veya psikiyatrik hastalığı olan kişilerde ansiyete bozukluğu gelişebilir. Kaygılı anne babanın çocukları da sürekli kaygılı olmayı öğrenmektedir. 
  • Nörolojik etkenler: Beyindeki korku ve duyguları kontrol eden bölümlerdeki kimyasal iletimde aksaklıklar kaygı bozukluklarına sebebiyet verebilir. 
  • Stres: Günlük yaşantıda, iş, okul hayatında sürekli stres unsurunun olması, ekonomik yetersizlikler, aile içi çatışmaların oluşturduğu sürekli stres ansiyete bozukluğu nedeni olabilir. 
  • Travmatik olaylar: Fiziksel, cinsel istismar, ebeveyn veya sevdiği birinin kaybı, anne baba ayrılığı gibi özellikle çocukluk döneminde yaşanan travmalar anksiyeteye yol açabilir. 
  • Madde bağımlılığı: Alkol bağımlılığı, uyuşturucu kullanımı ansiyete nedeni olabilir. 
  • Kronik hastalıklar: Tiroid hastalıkları, diyabet hastalığı, kronik böbrek yetmezliği, kanser, KOAH, kalp yetmezliği, bağırsak hastalıkları gibi hastalıklar var olan anksiyeteyi tetikleyebilir veya anksiyete belirtileri gösterebilir. 
  • İlaçlar: Özellikle bazı psikotik ilaçlar uzun süre kullanıldığında anksiyete bozukluklarına zemin hazırlayabilir.  

Anksiyete bozukluğu için riskli gruplar hangileridir?:  

  • Bebeklikten itibaren zor mizaçlı, kaygılı, zor yatışan bir çocuk olmak, 
  • Aşırı korumacı bir kişilik sahibi olmak, 
  • Aileden gelen kalıtsal risk faktörleri olanlar, 
  • Sevdiği birisini, ailesini kaybetme öyküsü olanlar,  
  • Ebeveynlerin ayrılmış olması,  
  • Öfkeye ve bağımlılığa yatkın kişiler, 
  • Cinsel veya fiziksel istismara uğrayanlar, 
  • Savaş, afet gibi olağandışı durum yaşayanlar,  
  • Kronik hastalıkları olanlar, 
  • Aşırı stres altında çalışanlar.  

Anksiyete bozukluğunun belirtileri nelerdir?: 

Ansiyete belirtileri kişiler arasında farklılıklar gösterebilir. Bazı hastalar bir ya da iki belirti gösterirken bazıları daha fazla belirti veya bulgu gösterebilir.  



Ansiyete psikolojik belirtiler gösterir. Bunlar kaygı ve endişenin sonunda gelişirler. Psikolojik belirtilere cevap olarak vücut bazı fizyolojik belirtiler de verebilir. Psikolojik ve fizyolojik belirtileri kapalı ortam, kalabalık ortam, stresli iş ortamı, sınav dönemi, ayrılıklar gibi bazı olaylar tetikleyebilir. 

Sık görülen belirtiler şunlardır:  

  • Kötü bir şey olacakmış hissi,  
  • Gergin ve huzursuzluk hissi, 
  • Halsizlik, bitkinlik, 
  • Endişe ve korku dışında hiçbir olaya veya duyguya odaklanamama, 
  • Dikkati sürdürmede zorluk, 
  • Geleceğe dair endişe verici düşünceler,  
  • Kaygıyı tetikleyecek durumlarda ortamdaki ipuçlarına aşırı duyarlı olma,  
  • Kaygı uyandıran ortam ve durumlardan kaçınma,  
  • Kalp atış hızında artış,  
  • Hızlı soluk alıp verme (hiperventilasyon), 
  • Aşırı ve ani terleme, 
  • Titreme, 
  • Göğüste sıkışma hissi, 
  • Mide krampları, 
  • Mide bulantısı 
  • Baş dönmesi, 
  • İshal, kabızlık, 
  • Sık idrara çıkma, 
  • Karında gerginlik hissi, 
  • Uykusuzluk, 
  • Sinirlilik, 
  • Nefes darlığı, 
  • Ağız kuruluğu, 
  • Kas krampları. 

Fotoğraf: Andrea Piacquadio           



Scroll to Top