Hemoglobin (Hgb, Hb) testi
Hemoglobin (Hb) kandaki eritrositlerde bulunan bir proteindir. Hemoglobin “hem” grupları ve bağlı dört “globin” zincirinden oluşmuş tetramerik yapıya sahip bir moleküldür.
Hemoglobin (Hgb, Hb) testi Read More »
Hemoglobin (Hb) kandaki eritrositlerde bulunan bir proteindir. Hemoglobin “hem” grupları ve bağlı dört “globin” zincirinden oluşmuş tetramerik yapıya sahip bir moleküldür.
Hemoglobin (Hgb, Hb) testi Read More »
İnsan vücudunda dengeyi sağlayan temel organ iç kulakta bulunan vestibuler sistemdir. Bu sistem aldığı durum bilgisini beyin sapındaki ve beyincikteki denge merkezine ileterek, baş hareketleri sırasında göz hareketlerinin koordinasyonu, vücut postürünün sağlanması ve kas hareketlerinin yönlendirilmesine katkıda bulunur. Yani vestibuler sistem ile birlikte vestibulo-okuler refleksler ve vestibulo-spinal sistem dengenin önemli parçalarıdır.
Baş dönmesi (Vertigo) Read More »
Bel ağrısı işgücü kaybına dahi sebep olabilen sık şikayetlerden birisidir. İleri yaşlarda daha sık görülür. Bel ağrılarının birçok sebebi olabilir. Bel ağrısının sebebi dinlemek veya muayene ile anlaşılamayabilir. Ağrının özellikleri, nasıl başladığı, seyri ve etkilediği bölge çok önemlidir.
Kan glikoz seviyesinde anormallik olduğu düşünülen hastalarda, riskli durumunun belirlenmesi ve diyabet hastalığının araştırılması için glikoz tolerans testi yapılmaktadır. Glikoz tolerans testi esasen ağızdan alına glikoz testi ile yapılmaktaysa da bazen araştırma amacıyla damardan verilen glikoz ile de yapılmaktadır.
Glikoz tolerans testi Read More »
Kadınlarda hamilelik, emzirme ve menapoz dönemleri diş ve dişeti hastalıkları açısından riskli dönemlerdir. Hamilelikte ağız ve diş sağlığı sadece gebe için değil, çocuk için de son derece önemlidir. Diş çürükleri, enfeksiyonlar, abselerin gebe ve çocuğa verebileceği olası zararların yanında tedavi esnasında kullanılan ilaç malzemelerde olumsuz sonuçlar doğurabilmektedir. Bu nedenle hamilelik esnasında diş ve dişeti hastalıklarının dikkatli tedavi edilmesi gerekir.
Gebelik sürecinde diş bakımı Read More »
Vücudunuzda bağışıklık sisteminizin bir maddeye karşı beklemediğiniz bir yanıt vermesi, ona özgü antikorlar geliştirmesi ve tepki göstermesi alerjidir. Bu maddelere de alerjen denilir. Alerjenler normalde insanlarda reaksiyonlara neden olmaz. Ancak alerjilere yatkın atopik kişilerde reaksiyonlara neden olabilir. Vücudunuz her madde için bu tepkiyi göstermez. Alerjenler genelde kendisine karşı tepki gösterilen maddelerdir. Bazen alerjen olması beklenilmeyen maddelere karşı da çok nadir görülen alerjik reaksiyonlar oluşabilir.
Polenler mevsimsel alerjilerin en yaygın tetikleyicilerinden biridir. Polen alerjisi, saman nezlesi veya mevsimsel alerjik rinit olarak adlandırır. Her ilkbahar, yaz ve sonbaharda bitkiler, aynı türden diğer bitkileri döllemek için küçük polen taneleri salgılar. Alerjik reaksiyonlara neden olan polenlerin çoğu ağaçlardan ve otlardan gelir. Bu bitkiler rüzgarla hareket eden küçük, hafif ve kuru polen taneleri oluşturur.
Polen alerjisi nedir? Read More »
Hangi maddelere alerjiniz olduğunu tespit edebilmek için yapılan testlerdir. Test yapılırken cildiniz alerjiye neden olduğundan şüphelenilen maddelere maruz kalır ve ardından alerjik reaksiyon belirtileri açısından gözlenir. Cilt testleri allerji olduğunuzda gelişen semptomların belirli bir alerjenle ilgisini ortaya koymak için yapılabilir. Bazen de alerjik reaksiyon atağına sebep olan alerjen maddenin tespiti için yapılabilir. Bu sayede o alerjenden uzak durmanız ataklardan korunmanıza yarayabilir.
Alerji Cilt Testleri Nasıl Yapılır? Read More »
Bebeklik döneminde çocuklarda en sık besin alerjisi sebepleri süt ve yumurta akında görülmektedir. Bebeklerin %1-3’ünde süt alerjisi görülebilmektedir. Süt alerjisinden kasıt anne sütü haricindeki sütlere vücudun bağışıklık sisteminin tepkisidir. Genelde inek sütü kullanıldığı için inek sütü alerjisi olarak da tanımlanır. İnek sütü haricinde koyun, keçi, at, bizon veya manda gibi memelilerin sütü de alerji yapabilir. Çünkü alerjiye neden olan proteinler diğerlerinde de bulunmaktadır.
Süt alerjisi nedir? Read More »
Vücudunuzun normalde zararlı olmayan bazı maddelere karşı onları riskli kabul ederek aşırı reaksiyon göstermesi ve antikorlarla cevap vermesidir. Bu reaksiyona aşırı duyarlılık ya da alerji denir. Reaksiyon gösterilen maddeye de alerjen adı verilmiştir. Alerjik reaksiyonlar birçok farlık alerjene karşı vücuduk birçok farklı bölgesinde gene farklı şekillerde ve şiddetlerde gelişebilir.
Fibriller içeren, protein parçalayıcı enzimlere dirençli bir glikoprotein olan amiloid isimli maddenin organlarda birikmesi ile karakterize, nadir görülen ancak hayati tehlike oluşturabilen bir hastalıktır.
İlk defa Türk bilim insanı Hulusi Behçet tarafından tekrarlayan oral aftlar, genital ülserler ve göz lezyonları (üveit) ile seyreden, sebebi bilinmeyen, kronik hastalıktır. Hastalığın temelinde damar iltihabı (vaskülit) yatar. Dünya genelinde Türkiye, İsrail, İran, Kuzey Çin ve Japonya gibi eski İpekyolu hattı üzerinde yer alan ülkelerde nispeten daha sık görülür. Çoğunlukla 30-40 yaş erkeklerde karşımıza
Behçet Hastalığı (Behçet Sendromu) Read More »
Küçük ve orta çaplı arterleri tutan damar iltihabıdır. Nedeni tam olarak bilinemeyen, yüz binde bir sıklıkla görülen bir hastalıktır. Hastalık nedeni anlaşılamayan ateş ile kendini gösterir. Klinik tablo değişkendir. Ateş yanında halsizlik, kilo kaybı, iştahsızlık görülebilir. Cilt, eklem, böbrek, periferik sinirler ve gastrointestinal sistemi tutar ve bu sistemlere ait belirti ve bulgulara rastlanabilir.
Poliarteritis Nodosa (PAN) Read More »
Halsizlik hastaların en sık tıbbi yardım istediği semptomlardan birisidir. Halsizliğiniz yorgunluk, bitkinlik, güç ve enerji eksikliği, ilgi ve istek eksikliği, canlılıkta azalma veya hepsinin birlikte hissedilmesi şeklinde yansıyabilir. Bununla birlikte güçsüzlük hissi ve dinlenme ya da uyumaya karşı şiddetli arzu hissedebilirsiniz. Bütün gün çalışıyorsanız ve fiziki aktivite içerisindeyseniz halsizlik hissetmeniz normaldir.
Ödem hücreler arası sıvı artışı olarak tabir edilir. Bu sıvı kan hacmindeki artışın hücreler arası ortama taşması sebebiyle olabilir. Başka sebeplerle de ödem olabilir.
Ağızdaki tükürük miktarının azalması ağız kuruluna neden olur. Ağız kuruluğu nadiren ciddi bir durumun işareti olabilir. Sağlıklı bir insanda günde ortalama 1500 cc tükürük salgılanır. Ağzınızdaki submandibular tükürük bezleri daha çok istirahat halindeki tükürük salgılanmasını sağlarken, parotis bezleri ise genelde bir uyarana karşı tükürük bezi salgılar.
Ağız kokusu (fetor oris veya fetor ex ore, fetid halitus, stinking mouth, fetor narium, bad breath) sık görülen bir durumdur. Sizi ve çevrenizdekileri rahatsız eder. Ağız kokusu ile nefes kokusu farklı durumlardır. Ağız kokusu hissiniz iki aydan daha kısa süreli ise bu bir hastalık olarak değerlendirilmez ancak çözülmesi gereken bir tablodur.
Ağız kokusu (Halitozis) Read More »
Ayak kokusu tüm toplumlarda çok yaygın olarak görülen hoş olmayan bir durumdur. Genellikle ayakta biriken ter ve bakteri kaynaklıdır. Ayak hijyeni, altta yatan bir hastalık varsa onun tedavisi ile kolaylıkla tedavi edilebilir.
Ayak Kokusu (Bromodozis) Read More »
Aşırı terleme toplumlarda çok yaygın olarak karşımıza çıkmaktadır. Çoğunlukla vücudun belli bölgelerde olmakla birlikte tüm vücutta olabilir. Yaşla birlikte azalır. Aşırı terleme sosyal yaşantımızı ciddi şekilde etkiler. Çalışma hayatımız etkilenebilir. Bununla mücadele de kendi kendimize yapabileceğimiz şeyler olacağı gibi bazı durumlarda tıbbi müdahale ile de çözüm getirilebilir.
Aşırı Terleme (Hiperhidroz) Read More »
Kronik yorgunluk çağımızın en sık görülen rahatsızlıklarındandır. Sebebi bilinmeyen semptomlarla birlikte kompleks halde olursa buna kronik yorgunluk sendromu denir. Kronik yorgunluk kalıcı veya zaman zaman tekrarlayan şekilde olabilir. Genelde gençlerde ve genç erişkinlerde görülür ve bunların da yaklaşık dörtte üçü kadındır.
Kronik yorgunluk sendromu Read More »
Vücudunuzda dakikalar veya saniyeler içerisinde başlayan ve hızla yayılan bir kaşıntı varsa geçmesini beklemeden hemen 112 acil servisi arayın. Alerjik reaksiyonlar bazen kaşıntılı bazen de kaşıntı dahi oluşmadan gelişebilir ve daha da kötüleşebilir.
Kaşıntı (Pruritis) Read More »
Nefes darlığı soluduğunuz havanın size yetmediği hissi veren bir durumdur. Nefes darlığı ile birlikte göğsünüzde baskı ve ağırlık hissediyorsanız, kollarınıza sırtınıza boynunuza ve çenenize yayılan bir ağrı varsa, kalple ilgili bir sorun yaşıyor da olabilirsiniz. Hemen acil servisi arayarak yardım isteyin.
Nefes darlığı (Dispne) Read More »
Hapşırma üst solunum yollarının ve özellikle burun içi nazal mukozanın uyarılmasıyla ortaya çıkan koordine nöromuskuler bir refleks yanıttır. Bilinçli olarak kontrol edilemeyen hapşırma, yüz, göğüs ve karın kaslarının koordine bir şekilde çalıştığı, solunumun devamını sağlayarak vücudu koruyan bir reflekstir.
Otalji kulakta hissedilen ağrı olarak ifade edilir. Özeelikle küçük çocuklarda yaygın olmakla birlikte toplumda çok yaygındır. Kulak ağrısı iki şekilde olabilir:
Kulak ağrısı (Otalji) Read More »
Kulak kaşıntısı sık görülen bir rahatsızlıktır. Bazen kulağını süreki temizleyen kişilerde kulak kaşıntısı mekanik irritasyondan kaynaklanabilir. Kulak kaşıntısı genellikle bir hastalığa bağlı değildir. Sıklıkla dış kulak yolu salgısının neden olduğu irritasyon kaşıntıya neden olur.
Kulağınızda dolgunluk hissini basınç veya tıkanma hissi olarak ifade edebilirsiniz. Kulakta dolgunluk hissinin birçok sebebi olabilir.
Kulakta dolgunluk hissi Read More »
Kulak kanalından dışarıya sıvı gelmesine kulak akıntısı denir. Kulaktan dış kulak yolu, orta kulak veya mastoid boşluktan kaynaklanan akıntılar gelebilir. Bazen de beyin omurilik sıvısı da gelebilir. Kulak akıntısı su gibi, koyu kıvamda, iltihaplı, kanlı veya karışık şekilde görülebilir. Kulak akıntısı tek başına görülebileceği gibi beraberinde ateş, kulak ağrısı, kaşıntı, huzursuzluk ve nörolojik belirtilerle birlikte görülebilir.
Tinnitus dış ortamda ses olmadığı halse ses algılanmasıdır. Bazı hastalar bu sesi kulaklarında bazıları da kafalarında hissederler. Birçok kişi hayatı boyunca kulağında zil sesine benzer bir ses ile karşılaşmıştır. Oldukça yaygın görülen bir rahatsızlıktır. Tinnitusun sürekli olması halinde hayat kalitesini bozarak dayanılmaz bir hal alabilir.
Kulak çınlaması (Tinnitus) Read More »
Solunum ve sindirim yollarının başlangıcı ve ortak boşluğu olan boğaz pek çok hastalık etkeninin giriş kapısıdır. Buradaki herhangi bir patoloji ağrıya neden olabilir. Boğaz ağrısının ne zamandan beri sürdüğü, nasıl hissedildiği (keskin, künt, yanma veya kaşıntı), ne kadar sıklıkla yaşandığı, hangi sebeplerle arttığı veya azaldığı, beraberinde başka bir rahatsızlık olup olmadığı, boğaz ağrısının sebebinin öğrenilmesini ve tedavisini kolaylaştıracaktır.
Ses basınçlı havanın soluk borusundan çıkarken ses tellerinin (vokal kordlar) serbest kenarlarının titreşmesi ile oluşur. Ses kısıklığı çok sıkt rastlanılan bir semptomdur. Sesteki değişiklikler farklı şekillerde olabilir:
Burun kanamanız bir kafa travmasından sonra başladıysa, baş dönmesi, nefes darlığı veya kusma geliştiyse veya 10-15 dakikadır durmayan aşırı kanama oluyorsa mutlaka 112 acil servisi arayın veya en yakın sağlık tesisine başvurarak tıbbi yardım isteyin.
Burun tıkanıklığı burun boşluğu, sinüsler ve nazofarenksi etkileyen birçok hastalığın ortak belirtisidir. Bu nedenle beraberinde ağızda kuruluk, dilde pas tadı, tat veya koku alamama, ağız kokusu, boğazda kaşınma ve kösürük gibi semptomlarla birlikte görülebilir.
Burunda özellikle arka üst bölgesinde milyonlarca sinir ucu ve resptörlerin bulunduğu olfaktor alan vardır. Aynı zamanda olfaktor alan ile birlikte burun içerisinde farklı alanlardaki benzeri yapılar koku almanın burun aşamasını oluşturur. Koku almanın ikinci aşaması beyin sapındaki bulbus ve beynin dış tabakası olan korteks arasındaki kompleks koordinasyondan oluşur.
Koku kaybı ve koku bozuklukları Read More »
Tat alma duyusu koku duyusu ile güçlendirilerek yiyeceklerin tadını ve lezzetini algılamada yardımcıdır. Birlikte değerlendirilmeleri gerekmektedir. Tat bozukluğu olduğunda hastaların yiyeceklerin tadını alabilmek için daha fazla şeker ve tuz kullandıkları ve bu sayede diyabet ve hipertansiyon hastalıklarında artış görülebilmektedir.
Tat alma bozukluğu Read More »
Bulantı ve kusma vücudun savunma mekanizmalarından birisi olup bir hastalık değil semptomdur. Herhangi bir rahatsızlığın belirtisi olabilir.
Yutma esnasında ağrı olmadan güçlük oluşmasına disfaji denir. Disfajisi olan kişiler subjektif olarak rahatsızlık hissi ifade ederler. Yutulan katı veya bazen de sıvı gıdalar aşağı inerken göğüs kemiğinin arkasında batma hissi oluşur. Bazen hiç yutamama sorunu da olabilir.
Yutma güçlüğü (Disfaji) Read More »
Kabızlık her yaştan insanı etkileyebilen, ileri derecede katı veya nadiren dışkı çıkarılması olarak ifade edilebilir. Kabızlığı değerlendirirken dışkılama sıklığı, dışkılamanın zor olup olmadığı, dışkının katılık seviyesi ve dışkılama sonrasında tam rahatlama hissedilip hissedilmediği önemlidir.
Kabızlık (konstipasyon) Read More »
Aşırı gaz çıkarmak normal fizyolojik bir durumdur. Aşırı gaz çıkarmak veya kötü kokulu gaz çıkarmak bazen rahatsızlık verebilir. Ancak bu durum bağırsaklarda şişkinlik ve hazımsızlık ile birlikte oluşuyorsa değerlendirilmesi gereken bir sağlık sorununa işaret edebilir.
Aşırı gaz çıkarmak, bağırsaklarda şişkinlik ve hazımsızlık Read More »
Baş ağrısı hemen herkesin hayatları boyunca birden fazla karşılaştıkları en yaygın ağrı çeşididir. Genellikle baş, yüz ve çene bölgesinde farklı tür, şiddet, yaygınlık ve sıklıkta olabilen bir ağrıdır. İş, eğitim, sosyal hayatı olumsuz etkiler.
Mide ağrısı sık karşılaşılan sağlık sorunlarından birisidir. Daha önce mide rahatsızlığınız olduğu belirlenmişse mide ağrınız olduğunu anlayabilirsiniz. Ancak ilk defa mide ağrısı yaşıyorsanız bu ağrının mideden mi yoksa başka bir sebeple mi oluştuğunun araştırılması gerekebilir.
Karın ağrısı sindirim sistemi rahatsızlıkları arasında en sık karşılaşılan şikayetlerden birisidir. Karın ağrısı ani başlayan akut karın ağrısı ve bir süredir devam eden kronik ağrıları şeklinde olabilir.
Pirozis göğüste, yemek borusu hizasında göğüs kemiğinin arkasında, yukarıdan aşağıya veya aşağıdan yukarıya doğru ağrı veya yanma hissidir. Bu his bazen yanlara, çeneye veya kollaya doğru da yayılabilir. Yemeklerden sonra şiddetlenebilir ve antiasit almakla kısa sürede geçer. Pirozis genelde öne eğilmekle de artar.
Göğüste yanma hissi (Pirozis) Read More »
Diyarenin 4 haftadan uzun süreyle ve hatta aylarca sürmesi haline kronik diyare denir. Diyareye sebep olan hastalığın klinik seyrine göre farklı şartlar oluşabilmektedir.
Kronik ishal (diyare) Read More »
Diyare dışkının katılığında azamla olarak ifade edilebilir. Beraberinde genellikle daha sık dışkılama da olur. Daha teknik bir ifadeyle, normalde günlük ortalama 300 gramı geçmeyen ve yaklaşık 150 ml su içeren dışkının 300 gramdan daha fazla olması ve 250 ml’den daha fazla su içermesi diyare olarak tanımlanır.
Akut ishal (diyare) Read More »
Sarılık dokuların rarı renk almasıdır. Kandaki bilirubin seviyesinin 3mg/100 ml’yi geçmesi sonucu oluşur. Genellikle cilte fark edilir. Gözde veya diğer organlarda da görülecek kadar yükselebilir.
Omuz ağrısı sık hekime başvurulan şikayetlerden birisidir. Omuzunuzdaki kaslar, eklemler veya etraf dokularındaki herhangi bir durumdan kaynaklanabilir. Bazen boyundaki, göğüsteki ve akciğer diyaframındaki rahatsızlıklar da omuza yansıyan ağrı yapabilmektedir. Omuz ağrılarının çoğu eklem dışı yapılardan kaynaklanmaktadır. Bir veya iki hafta içerisinde geçmeyen ağrılı durumlarda mutlaka hekiminize danışınız.
Diz ağrısı hekime en sık başvurulan ağrılardan birisidir. Özellikle ileri yaşlarda diz ağrıları daha sık görülmektedir. Diz ağrısının sebebinin sadece muayene ile tespit edilmesi oldukça zordur. Dizinizde ani başlayan ve zamanla şiddetlenen ağrı varsa, şişlik oluştuysa veya ateşiniz de oluyorsa mutlaka tıbbi yardım alınız.
Kalça ağrısı kaçla eklemi veya eklem dışı kas, kemik, sinir ve diğer yumuşak dokuların patolojilerinden kaynaklanan herhangi bir sebeple oluşabilir. Kasık ve kalça içi organların ağrılarını pelvis ağrısı olarak ifade ederek başka bir yazımızda bahsetmiştik. Kalça ağrıları kırık ve çıkıklardan başka birçok sebepten kaynaklanabilir.
Kalça ağrısı neden oluşur? Read More »
Anal bölgede kaşıntı birçok sebepten dolayı olabilmektedir. Kaşıntı ile birlikte genellikle makat derisinde kızarıklık, sulanma, ağrı ve kabarıklık da görülebilir. Yanma hissi bazen şiddetlenerek cinsel organlara veya kasık bölgesine doğru yayılabilir.
Anal kaşıntı veya yanma Read More »
Anal ağrının birçok sebebi olabilir. Anal ağrı bazen kısa süreli bazen de sürekli olabilir. Anal ağrı çok hafiften çok şiddetliye kadar değişen şekillerde de görülebilir. Anal ağrı bazen sadece anüs bölgesinde olurken bazı durumlarda tüm kalçaya ve katta kasıklar veya bacaklara kadar yayılabilir. 24 veya 48 saatte geçmeyen anal ağrınız varsa mutlaka en kısa zamanda hekiminize başvurmanız gerekir. Anal ağrıya ateş de eşlik ediyorsa bu acil bir durum olduğunun işaretidir.
Anal ağrı (makat ağrısı) Read More »
Ani işitme kayıpları genellikle tek taraflı olsa da bazen iki taraflı da görülebilmektedir. Ani işitme kaybının nasıl oluştuğuna dair henüz net bir mekanizma kanıtlanamamıştır. Ancak tedavisi saptanabilen herhangi bir sebebe göre değişebilmektedir. Bu hastaların yaklaşık yarısında spontan iyileşme görülmektedir. Kortikosteroid tedavisi ile bu oran yüzde 90’lara kadar yükselmektedir.
İnce bir cilt tabakasına sahip olan dudakların kuru ve soğuk havalarda rüzgar veya güneş gibi dış etmenlere aşırı maruz kalması sonucu zaman zaman kuruması ve çatlaması ile oluşan dudak hastalıklarına keilit denir. Oldukça ağrılı bir tablo olan dudak çatlamaları çoğu zaman kendiliğinden iyileşebilirken, kronik olarak sürekli aralıklarla çatlayan dudaklar bir cilt hastalığının habercisi olabilir.
Dudaklarda kuruma, çatlama ve ağrı Read More »
Öksürük solunum yollarının aspire edilen yabancı cisimler veya partiküllü maddeler, çeşitli enfeksiyonlarla biriken sekresyonlar, postnazal akıntı veya irrite edici gıdaların tahrişi gibi istenmeyen atıkları vücuttan atmaya çalışması için koordine bir refleks çalışmasıdır. Bu atıklar bazen üst solunum yollarından kaynaklanabileceği gibi akciğerlerden de kaynaklanabilir.
Kan tükürmek (hemoptizi) kan veya kanlı balgam çıkarmaktır. En sık kan tükürme nedeni farenjit sonrası boğaz mukozasında oluşan çatlaklarda oluşan kanamaların tükürülmesidir. Uzun süre sık öksürüklerde de farinks mukozası hassaslaşabilir ve küçük kanama odakları gelişebilir. Bronşit diğer bir en sık görülen nedendir.
Kan tükürmek (hemoptizi) Read More »
Siyanoz genellikle arteriyel kanda en az 5 gr redükte hemoglobin bulunmasından dolayı deri ve muköz membranların mavimsi renk almasıdır. Siyanoz kandaki oksijen yetersizliğinin bir göstergesidir. Bazen kanda redükte hemoglobinden ziyade methemoglobin veya sulfhemoglobin gibi başka oksijensiz hemoglobinlerin artışında da ağır siyanoz tablosu görülebilmektedir.
Bayılma beyin fonksiyonlarında geri dönüşümlü bozukluklara bağlı olarak ortaya çıkan kısa süreli bilinç kaybı durumudur. Bayılma oluşumunda en sık sebep kalpten çıkan kan akımında azalma, hipotansiyon veya beyin arterlerindeki tıkanıklıklara bağlı olarak beyindeki kan akımının azalmasıdır. Bazen de beyin aktivitesinde azalma veya sistemik hastalıklar sebebiyle beyin metabolizmasında bozulma da buna sebep olabilmektedir.
Protein ve enerji eksikliği ile seyreden yetersiz beslenme temel olarak bağışıklık sisteminin zayıflamasına bağlı belirti ve bulgular ile seyreder. Enfeksiyonlara yatkınlık artar. Vitamin ve mineral eksikliklerine bağlı bulgular olur. Enerji alımı azaldıkça beyin fonksiyonları zayıflar. Hipotansiyon, hipoglisemi, hipovolemi bulguları akut atakları oluşturur.
Yetersiz beslenmenin (malnutrisyon) belirtileri nelerdir? Read More »
Çok az ya da çok fazla gıda alımına bağlı oluşan ve sağlık sorunlarına yol açan yetersiz beslenme durumudur. Vücudun enerji, protein ve diğer besin dengesinin bozulmasıdır. Bu durum vücudun dokularını ve fonksiyonlarını etkiler. Besinlerin yeterli miktarda alınmaması veya doğru miktarda besin içermeyen gıdaların çok fazla miktarda alınmasından kaynaklanabilir. Aşırı beslenme durumu obezite başlığında detaylı olarak ele alınacaktır.
Yetersiz beslenme (malnutrisyon) nedir? Read More »
Yetersiz beslenme ya yetersiz beslenme ya da besinlerden besinlerin emilim sorunlarının bir sonucu olarak besin eksikliğinden kaynaklanır. Bazı şeyler yetersiz beslenme riskinizi artırabilir.
Yetersiz beslenme (malnutrisyon) nedenleri Read More »
Yetersiz beslenmesinin temel tedavisi altta yatan bir hastalık varsa onun tedavi edilmesi ve eksikliğin takviye edilmesidir. Altta yatan hastalık tedavi edilmediği sürece takviye uygulamasının bir faydası olmayacaktır.
Yetersiz beslenme (malnutrisyon) tedavisi Read More »
Vitaminler vücudun belirli miktarlarda ihtiyaç duyduğu, kendisinin üretemediği ya da çok az üretebildiği, doğal besinlerden veya güneş ışınlarından alınabilen organik bileşiklerdir. Hücre yenilenmesine ve enerji üretimine destek olurlar.
Vitamin ve minerallere (mikro besinler) genel bakış Read More »
E vitamini yağda çözünen bir vitamindir. Antioksidan etkinlik gösterir, serbest radikaller üzerine etkilidir. Cilt ve göz sağlığı, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine yardımcı olur.
E Vitamini (Tokoferol) Read More »
Suda çözünen bir vitamindir. Karaciğerde çok az birikir. Bu nedenle günlük olarak gıdalar ya da takviye yoluyla almak gerekir. Birçok vücut hücresinin büyümesi ve fonksiyonlarını yapabilmesi için gereklidir.
B1 Vitamini (Tiamin) Read More »
Suda çözünen bir vitamindir. Çok sayıda gıdadan alınabilir. Enzimlerin gıdalardaki yağları, karbonhidratları ve proteinleri parçalamasına yardımcı olur. Ayrıca hücre gelişimine, gen aktivitesinin düzenlenmesine destek verir.
B7 Vitamini (Biyotin, H vitamini) Read More »
Suda çözünen bir vitamindir. Daha çok hayvansal gıdalardan veya takviye ürünlerden alınabilir. Kırmızı kan hücreleri ve DNA yapımı ile ilgili görevleri vardır. Beyin ve sinir hücrelerinin fonksiyonlarını yerine getirmesine destek verir.
B12 Vitamini (Kobalamin) Read More »
Suda çözünen bir B vitaminidir. Çok sayıda gıdadan ve takviye ürünlerden alınabilir. Takviye ürünlerden alınan formu daha kolay absorbe olur. DNA ve RNA oluşumuna destek olur, protein metabolizması, homosisteinin yıkımı, sağlıklı alyuvar üretimi, sağlıklı büyümede rol alır.
B9 Vitamini; Folik Asit (Folat) Read More »
Suda çözünen bir vitamindir. Çok sayıda gıdadan alınabilir. Ayrıca bağırsak bakterileri tarafından da bir miktar üretilir. Bu nedenle eksikliğine çok sık rastlanmaz.
B5 Vitamini (Pantotenik Asit) Read More »
Probiyotik: Bağırsak mikroflorasını etkileyen, bağışıklık sistemini güçlendirerek yararlı etkileri tetikleyen mikroorganizmalardır. İyi ve dost mikroorganizmalardır. İnsan sağlığına olumlu katkılar verir. Gıdalara katkı maddesi olarak (en çok yoğurt) ilave edilir. Bakteri, maya, küf olabilir. En yaygın olanı laktik asit bakterileridir.
Vücudumuzdaki diğer faydalı canlılar: Probiyotikler Read More »
Suda çözünen vitaminlerdendir. Vücutta üretilemediği için besinlerden veya takviye ürünlerden alınır. Kolajen üretiminden alyuvar üretimine kadar vücutta çok sayıda görevi vardır.
C Vitamini (Askorbik asit) Read More »
Vücudun fonksiyonlarını yerine getirmek için ihtiyaç duyduğu glukoza dönüştürülen biyomoleküllerdir. Şeker, lif ve nişasta en yaygın bulunan formlarıdır. Proteinler ve yağlarla birlikte vücut için üç temel besin öğesinden biridir.
Vücudumuzun enerji kaynağı: Karbonhidratlar Read More »
Yağlar proteinler ve karbonhidratlar gibi vücut için gerekli temel besin ögelerindendir. Ancak yağlar çok farklı türlerde olabilir ve bazıları daha sağlıklıdır. Yağların bir vücutta üretilir. Ancak omega3 ve omega 6 gibi bazı yağlar vücutta üretilmez ve dışardan alınması gerekir.
Vücudumuz için yağlar (yağ asitleri, lipitler, trigliseritler) Read More »
Proteinler aminoasitlerden oluşan vücut için gerekli üç temel öğeden birisidir. Aminoasitler vücutta depolanmaz. Bunların bir kısmı (histidin, izolösin, lösin, lizin, metiyonin, fenilalanin, treonin, triptofan ve valin) gıdalardan alınır.
Proteinler vücudumuz için neden çok önemlidir? Read More »
Vitaminler gibi vücut fonksiyonları için zorunlu besin ögeleridir. Vücudun belirli miktarlarda ihtiyaç duyduğu, kendisinin üretemediği, doğal besinler yoluyla alınabilen inorganik bileşiklerdir. Kimyasal yapılara tutunarak etkinlik gösterir. Dolayısı ile dışardan alımı kolaydır. Homojen yapıda ve çoğu katı formdadır. Çeşitli hayvansal ve bitkisel gıda maddelerinde bulunurlar.
Vücudumuz için önemli mineraller nelerdir? Read More »
Yağda çözünen bir vitamindir. Yağ dokuları ve karaciğerde depolanır. Vücutta taşınması için bir proteine ihtiyaç duyar. Fazlalığı atılmaz, vücutta birikir. Aşırı birikmesi durumunda A Hipervitaminozu gelişir.
A Vitamini (Retinol) Read More »
Yağda çözünen vitaminlerdendir. Yağ dokuları ve karaciğerde depolanır. Vücutta taşınması için bir proteine ihtiyaç duyar. Fazlalığı atılmaz vücutta birikir. Aşırı birikmesi vücut için zararlı olabilir.
B6 vitamini gıdalarda pridoksal ve pridoksamin formlarında bulunur. Bu formlar B2 vitamini ve magnezyumun katkısıyla aktif form olan pridoksal-fosfata (PLP) dönüşür. Bu nedenle magnezyum ve B2 vitamini eksikliklerinde de B6 vitamini eksikliği gelişebilir.
B6 Vitamini (Pridoksin) Read More »
Suda çözünen bir vitamindir. Vücutta birçok doku niasini aktif formları olan NAD ve NADP’ye dönüştürür. Bu formlar 400’den fazla enzim için gereklidir. Enerji üretimi, DNA tamiri, kolesterol ve yağ üretimi, antioksidan etki gibi birçok görevi bulunur.
B3 Vitamini (Niasin, nikotinik asit, nikotin amid) Read More »
K vitamini yağda çözünen vitaminlerdendir. Temel olarak kanın pıhtılaşmasında ve kemik metabolizmasında görevlidir. Bitkisel ve hayvansal birçok gıdada bulunur. Eksikliği yetişkinlerde nadir görülmekle birlikte yenidoğanda sık rastlanır.
Kalsiyum, %99’u kemiklerde kalan kısmı kan, kas ve diğer dokularda depolanan, vücutta en fazla bulunan mineraldir. Kemik ve diş gelişimi, kanın pıhtılaşması, kasların kasılması, normal kalp ritminin sağlanması gibi önemli görevler üstlenir.
Vücudumuzda en fazla bulunan mineral: Kalsiyum (Ca) Read More »
Kalsiyumdan sonra en fazla bulunan mineraldir. Kemik ve diş gelişimi, DNA yapıları, enerji üretimi, kas kasılmaları, sinir iletimi, böbrek fonksiyonlarının yerine getirilmesi gibi çok sayıda görev üstlenmektedir. %85’i kemiklerde, kalan kısmı hücre içinde, dokular arası sıvıda ve serumda bulunur.
Fosforun (P) vücudumuz için önemi Read More »
Magnezyum vücutta en fazla bulunan 4. mineraldir. Birçok gıda, ilaçta bulunur ve takviye ürün olarak alınabilir. Protein sentezi, kemik gelişimi, kas ve sinir fonksiyonları, kan şekeri kontrolü, kan basıncı düzenlemesi, 300’den fazla enzim için kofaktör olarak görevleri vardır. Kalsiyum ve potasyumun hücre zarı boyunca taşınmasında rol alır.
Magnezyumun (Mg) beslenmedeki önemi Read More »
Sodyum ile birlikte vücut sıvı elektrolit dengesini sağlar. Kalp dâhil tüm kasların aktivitesi için potasyuma gereklidir. Besin maddelerinin hücrelere taşınmasına ve atık ürünlerin de hücre dışına çıkarılmasına yardımcı olur. %98 oranında hücre içinde bulunur.
Potasyum (K) ve beslenme Read More »
Beta karoten %90’ı karaciğerde kalan kısmı böbrekler, akciğer, gözler ve yağ dokusunda depolanır. Gerektiğinde ince bağırsakta retinole (A vitamini) dönüşür. Retinol öncüsü olduğu için A vitaminin yaptığı görevleri yapar. Bir antioksidan olarak DNA’daki hasarı engeller, bağışıklık sistemine destek olur.
Beta karoten nedir? Read More »
Çok sayıda gıdada ve takviye ürünlerde bulunur. Karbonhidrat, protein ve yağların parçalanmasında, insülin metabolizmasında görev alır. Antioksidan etkileri vardır.
Krom (Cr) ve beslenme Read More »
Yeme bozuklukları daha çok genç ergen veya yetişkin bayanlarda (12-30 yaş) görülen, vücut görünüşü ile ilgili düşünce ve davranışlarındaki aşırı rahatsızlıktan kaynaklanan, bazen ciddi sağlık sorunları oluşturan hastalıklardır.
Yeme bozukluklarına genel bakış Read More »
Aşırı yemek yeme atakları, ardından kilo alma korkusu ile kusma nöbetleri ile karakterize bir yeme bozukluğudur. Anoreksia nevroza hastalarına göre biraz kiloludurlar. Sıkı diyet yapma, uzun süre aç kalarak zayıflamaya çalışma, aşırı egzersiz yapma, laksatif, lavman kullanma yöntemleriyle kilolarından kurtulma gayreti içinde olabilirler. İntihar eğilimi vardır.
Bulimia nevroza nedir? Read More »
Vücutta enerji metabolizması ve tiroid hormon sentezi gibi birçok görevi üstlenen ihtiyacın karşılanması için dışardan gıdalarla veya takviye ürünlerle alınması gereken bir mineraldir. Bebeklerde iskelet sistemi ve merkezi sinir siteminin gelişimine destek olur.
Beslenme açısından iyot ve iyot eksikliği Read More »
Oksijeni taşıyan hemoglobin üretiminde temel rol oynayan bir mineraldir. Ayrıca kas hücrelerine oksijen taşınmasında görevli miyogobin proteininin de önemli bir bileşenidir. Çocuklarda sağlık beyin gelişimi, hormon üretimi işlevleri vardır. Gıdalarla ve takviye ürünlerle alınır.
Beslenme açısından demir ve demir eksikliği Read More »
Aşırı kilo kaybı, kişinin vücut şekli ve kilo algısına yönelik çarpık anlayışı ile karakterize bir yeme bozukluğudur. Gıda alımına yönelik önemli derecede kısıtlı davranırlar. Yemeklerden sonra kilo alma korkusu ile yediklerini hemen çıkarmak için lavman, diüretik, müshil ilaçları kullanabilir veya kendi kendilerini kusturabilirler. Aşırı egzersiz yapma eğilimindedirler.
Anoreksia nervoza nedir? Read More »
Tuvalet eğitimi almış, 2-4 yaşına ulaşmış bir çocuğun gece veya gündüz istemsiz olarak idrar kaçırmasıdır. Çocukluk döneminin sık karşılaşılan sorunudur. Genelde 7 yaşına kadar endişe uyandırmaz. Altta yatan fizyolojik ya da psikolojik sorunlar olabilir. Bunların iyi tespit edilip tedavi edilmesi gerekir. Yaşam tarzı değişiklikleri, nem alarmları, mesane eğitimi, bazen ilaç denenebilir. Bir uzman desteği gerekebilir.
Çocuklarda yatak ıslatma (Gece inkontinansı, nokturnal enürezis) problemi Read More »
El, ayak, ağız hastalığı çocukluk çağının sık görülen bulaşıcı hastalıklarındandır. Hemen her yaş grubunda görülebilir. Ateş, cilt döküntüleri ile seyreder ve genellikle 7-10 gün içinde kendiliğinden iyileşir. En etkili korunma yöntemi hijyen ve hasta çocukların izolasyonudur.
El ayak ağız hastalığı Read More »
Çoğunlukla 5-15 yaş grubunda görülen, Parvovirus B19’un neden olduğu viral, döküntülü, iki evreli bir hastalıktır. Genellikle 1-3 hafta içerisinde kendiliğinden iyileşir. Çocukların yanağına tokat atılmış gibi görüntü veren kırmızı renkli döküntülerle karakterizedir. Yanak bölgesinde başlayan dalgalı döküntüler gövdeye, kollara ve bacaklara yayılır. Komplikasyon bırakmaz. Ancak daha büyüklerde eklemlerde uzun süreli şişme ve ağrı nedeni olabilir.
Beşinci hastalık (Eritema enfeksiyozum veya tokatlanmış yanak sendromu) nedir? Read More »
Genellikle çocukluk çağında olmakla birlikte her yaşta görülebilen, kızamık virüsünün neden olduğu, döküntülü, bulaşıcı, aşıyla önlenebilir bir hastalıktır. Solunum yoluyla bulaşır. Kesin tanı muayene ve laboratuvar bulgusu ile konur.
Bakterilerin neden olduğu (A grubu streptokoklar), ateş, boğaz ağrısı ile seyreden, çoğunlukla 5—15 yaş arasında görülen döküntülü, bulaşıcı bir hastalıktır. Uygun tedavi edilmediği takdirde ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Tedavide antibiyotik kullanılır.
Kızıl hastalığı (Scarlet ateşi) nedir? Read More »
Çocuklarda yüksek ateş altta yatan hastalıklar nedeniyle tehlikelidir. Az miktarda yükselme çocuğa zarar vermez. Ancak yüksek ateş nedeniyle 6 ay 6 yaş arası her 30 çocuğun birinde havale (febril konvulsiyon) gelişir. Bu durumda ateş genellikle 38 ⁰C’nin çok üzerindedir. Çoğunlukla çocuğa zarar vermez.
Çocuklarda havale geçirme (febril konvulsiyon) Read More »
Genetik kişiye ailesinden devredilen özelliklerdir. Bir bilim dalı olarak genleri, kalıtımı, varyasyonları inceler.
Down sendromlu kişiler normal yaşıtlarına göre biraz daha geç öğrenirler. Eğitimleri sabır ve özel çalışma gerektirir. Bu nedenle okul öncesinden başlamak üzere dikkatli, planlı ve özel bir eğitim programı uygulanmalıdır.
Down sendromu ve eğitim Read More »
Genetik hastalıkları tespit etmek amacıyla yapılan testlerdir. İnsan vücudundan alınan örneklerde genlerin dizilimi, şekli ve yapısı araştırılır. Bu örnekler kan, tükürük, kemik iliği, amniyon sıvısı, idrar, vücut sıvıları, kanserli dokular olabilir.
Genetik testler nelerdir ve niçin yapılır? Read More »
Down sendromu genetik bir hastalıktır, tedavisi yoktur. Ancak bu bireylere biraz destekle daha iyi bir yaşam sunulabilir.
Down sendromunun tedavisi Read More »
Down sendromlu bebeklerin normal bebeklerden farklı bir yüz görüntüsü vardır.
Down sendromunun belirtileri nelerdir? Read More »