Prostat Bezi:
Prostat mesanenin altında, rektumun arkasında, penisin üzerinde yerleşmiş yaklaşık 20 gr ağırlığında bir genital organdır. İçinde üretra (idrar kanalı) geçer. En kolay ulaşım yeri rektumdur. Büyük kısmı bezlerden oluşur.
Prostat anatomik olarak üç bölümden oluşur. Transizyonel bölüm özellikle Benign prostat hiperplazisi açısından, periferik kısım prostat kanseri açısından önemlidir. Merkezi bölüm ise ejakulasyon kanalının geçtiği bölümdür.
Prostat semen sıvısı salgılar. Bunun testisler tarafından üretilen spermlere süt rengini veren prostat sıvısıdır. Prostat sıvısı önce semeni pıhtılaştırır, vajinanın asidik ortamından korur. Sonra sıvılaştırır ve semenin hareket etmesini sağlar.
Benign Prostat Hiperplazisi
Benign prostat hiperplazisi, prostatın yaşın ilerlemesi ile birlikte büyümesidir. İyi huyludur, yani prostat kanserine dönüşmez. Ancak Benign prostat hiperplazisi ve prostat kanseri aynı anda olabilir.
Genellikle hayati tehlike oluşturmaz. Ancak büyüklüğüne bağlı olarak etraf dokulara ve idrar yollarına yaptığı basıya bağlı olarak belirtiler verebilir. Kişinin hayat kalitesini etkileyebilir. Genellikle idrar problemleri ile kendini gösterir.
Benign prostat hiperplazisi daha çok 40’lı yaşlarda büyümeye başlar. 50’li yaşlarda erkeklerin yarısında, 80’li yaşlarda %90’ında görülebilir. Ancak her prostat büyümesinin tedavi edilmesi gerekmez. Az belirti veren, hasta açısından sorun oluşturmayan Benign prostat hiperplazisi için en iyi yöntem takip etmek olabilir.
Hastada idrar problemleri oluşturan vakalar için cerrahi tedavi seçenekleri yanında ilaç tedavisi veya tamamlayıcı tıp uygulamaları da kullanılabilir.
Benign prostat hiperplazisinin nedenleri:
BPH erkeklerde yaşla birlikte sık rastlanan bir hastalık olmasına rağmen sebepleri konusu henüz netlik kazanmamıştır.
BPH için olası nedenler şunlardır:
- Yaş: İleri yaşla birlikte cinsiyet hormonlarındaki değişimlerin prostat bezi üzerinde etkileri olduğu düşünülmektedir. Özellikle 45 yaş üzerinde risk artar. Testosteron seviyesinde azalma, östrojen seviyesinde artma etkili olabilir.
- Aile öyküsü: Özellikle birinci derece akrabalarında Benign prostat hiperplazisi hikayesi olanlarda görülme sıklığı artar.
- Metabolik sendrom: Diyabet, obezite, tansiyon yüksekliği, kolesterol yüksekliği ile seyreden metabolik sendrom Benign prostat hiperplazisi riskini artırır.
- Yaşam tarzı alışkanlıkları: Fazla hareketli olmayan, alkol alanlarda risk artar.
Benign prostat hiperplazisinin belirtileri:
Benign prostat hiperplazisinin belirtileri kişinin yaşına, prostat büyüklük seviyesine, ilave hastalık olup olmamasına göre farklılıklar gösterebilir. Bazı prostat büyümeleri yıllarca belirti vermeden kalabilir ve başka hastalıkları araştırırken tesadüfen tespit edilebilir.
Ancak büyüyen prostat etraf dokulara, özellikle mesane ve idrar kanalına bası yaparsa, idrar kanalında daralma ve tıkanmaya yol açarsa belirti ve bulgular görülebilir. Tıkanma gibi ileri seviye komplikasyonlarda hızlı müdahale gerekebilir.
Sıklıkla görülen Benign prostat hiperplazisi belirti ve bulguları şunlardır:
- Sık idrara çıkma,
- Gece idrara çıkma,
- İdrar yaparken zorlanma,
- İdrar yapmaya başlamada zorluk çekme,
- İdrar akışının zayıflaması,
- İdrar torbasının tam boşaltılamadığı hissi,
- İdrarın çatal şeklinde çıkması,
- Kesik kesik idrar yapma,
- İdrar sonrası iç çamaşırına idrar damlaması,
- Acilen idrar yapma ihtiyacı,
- İdrar kaçırma,
- Öksürürken, hapşururken, gülerken idrar kaçırma,
- İdrar yolu enfeksiyonları,
- İdrar yapamama (idrar yolunun tıkanmasına bağlı olarak),
- Karın alt bölgesi ve kasıklarda sürekli huzursuzluk hissi,
- Mesane üzerine etkili sinirlere olan basıya bağlı belirtiler,
- İdrar birikmesine bağlı olarak mesane veya böbrek taşları,
Benign prostat hiperplazisi belirtilerinin çoğu prostat kanseri gibi daha ciddi hastalıklarda ya da idrar yolu enfeksiyonları gibi daha basit hastalıklarda da görülebilir. Bu nedenle Benign prostat hiperplazisi ile diğer hastalıkların ayırıcı tanısını iyi koymak gerekir. Hastalıkların tedavi planlamaları açısından bu ayırım önemlidir. Örneğin prostat kanserinde erken tanı her zaman için daha kolay tedavi demektir.
Prostat belirtilerine ilişkin hastaların görüşleri yaşla birlikte değişebilir. Örneğin sık idrara çıkma hususunu hasta abartarak ifade edebilir. Bu durum hastalığın tedavi seçeneklerini de değiştirebilir.
Bu nedenle hastalığın belirtilerine yönelik Uluslar arası Prostat Semptom Skorlaması (I-PSS) kullanılır. Standart olarak hazırlanmış 7 skor sorusuna verilen cevaplara göre IPSS skoru elde edilir. Buna göre
I-PSS skoru 0-7 arası hafif şiddette semptomları,
I-PSS skoru 8-19 arası orta şiddette semptomları,
I-PSS skoru 20-35 arası ise ciddi semptomları gösterir.
Bazı çalışmalarda hastanın yaşam kalitesini değerlendirmek üzere 8. bir soru da ilave edilmektedir. Hafif semptomlarda takip etmek bir tedavi seçeneği iken, orta ve ciddi semptomlarda ilaç ya da cerrahi tedavi yöntemleri tercih edilir.
Fotoğraf: Andrea Piacquadio