Boyun vücudun en hareketli organlarından birisidir. Baş ve göğüs arasında birçok hayati organların bulunduğu veya geçtiği boyunda mobilitenin fazlalığı travmaya ve hastalıklara duyarlılığı da artırmaktadır. Boyundaki organ ve dokuların yanısıra 32 adet eklemin de bulunması boyun ağrısı için birçok sebebin olabileceği kompleks bir durum oluşturmaktadır.
Akut boyun ağrıları
Akut boyun ağrıları genellikle bir darbe veya travma sonucu meydana gelir. Akut boyun ağrılarını en sık sebeplere göre listeleyecek olursak:
- Servikal kasların zorlanmaları
- Sevikal disklerin hernileri veya servikal sinirlerin sıkışmaları
- Ostemoyelit gibi kemik yapıların enfeksiyonları
- Osteoporoz veya vertebralarda çökmeler
- Patolojik kırıklar (Genellikle kemik tümörlerinden kaynaklanır)
- Menenjit (Genellikle baş ağrısı, ense sertliği, bilinç değişiklikleri ve ateş ile seyreden enfeksiyondur)
- Subaraknoid kanama
- Üst solunum yollarının enfeksiyonları
Kronik boyun ağrıları
Kronik boyun ağrıları daha uzun süreye yayılan, zaman zaman şiddetlenen boyun ağrılarıdır. En sık sebepleri:
- Osteoartrit
- Servikal disk hernileri
- Ankilozan spondilit
- Vertebra veya disklerde kronik enfeksiyon
- Metastatik tümörler
- Fibrozit
- Romatoid artrit
- Pozisyonel bozukluklar (Yüksek yastık veya mesleki anormal hareketler gibi)
Bazen ağrı olmadan hareket kısıtlılıkları, baş dönmesi, denge kaybı veya yüzde uyuşukluklarla seyreden vertebral arter basısı durumları da boynun nadir görülen rahatsızlıklarındandır. Bu rahatsızlık zaman zaman görme bozuklukları veya düşme ataklarına da sebep olur. Boyun ağrısı ile de görülebilir.
Boyundaki disklerin veya vertebraların zamanla oluşan ve osteofit denilen uzantıları boyundaki sinirlere baskı yapabilir ve ağrıya neden olabilir. Bu durumlarda boynun arkaya doğru hareketi ile ağrı ve diğer sempotomların şiddetlendiği görülür.
Fibromiyalji hastalarında da sırt, omuz ve kol ağrıları ile birlikte boyun ağrısı sık görülen bir durumdur.
Boyun ağrıları bir iki hafta içerisinde kendiliğinden geçmiyorsa, sık sık tekrarlıyorsa veya sürekli hale gelmişse mutlaka ileri tetkik ile sebebin belirlenmesi ve buna göre tedavi uygulanması gerekir.