Doğum süreci nasıldır?
Uzun, meşakkatli ancak her anı heyecan dolu bir gebelik sonunda doğum gerçekleşir. Doğum süreci anne adayları, çiftler, aileleri, yakınları ve arkadaşları açısından çok heyecanlı bir süreçtir. Doğum çoğunlukla anne adaylarına bir miktar korku verebilir. Özellikle ilk gebelik ve sonucunda doğum bilinmezliklerle doludur. Doğumun nasıl olacağı korkusu anne adayları için psikolojik olarak önemli bir sorun olabilir.
Sizlerle doğum sürecinin her aşamasını kısaca paylaşmaya çalışacağız. Her doğum birbirinden farklı olabilir. Hatta aynı annenin bir doğumu diğerine uymayabilir. Aynı gebelik gibi. Doğumlar arasında farklılıklar olsa da doğum süreci tatlı bir heyecan dolu doğal bir olaydır. Sizi gebelik boyunca takip eden sağlık ekibiniz doğum öncesinde hazırlık aşamasında, doğum aşamasında ve sonrasında da her türlü desteği verecektir.
Ne zaman doğum yaparım?
Her gebelikte önemli konulardan birisi gebeliğin nasıl geçeceği veya bebeğin sağlığı kadar doğumun ne zaman olacağıdır.
Normal bir gebelik 280 gün sürer. Yani gebeliğin 40. haftasında (9 ay 10 gün) doğum beklenir. Bu süre son adet tarihi ile başlar. Doğumun zamanlamasını hesaplamak için birçok program internet ortamında kullanımdadır. Güvenilir olanlarını kullanarak hesap yapabilirsiniz. Ayrıca son adet tarihinizden üç ay geriye gidip üzerine 7 gün eklediğinizde de beklenen doğum tarihinize ulaşabilirsiniz. Örneğin son adet tarihi 7 Eylül olan bir anne adayı 3 ay geriye gidip (7 Haziran) üzerine 7 gün ekleyince olası doğum tarihi olarak 14 Haziran’a ulaşabilir.
Ancak tüm bebekler bu şekilde planlı gelmez. Bazıları dünyaya gelmekte acele ederken, bazılarının ise hiç acelesi olmaz. Bu nedenle uzmanlar 40 haftalık gebeliğin 2 hafta öncesi (38. hafta) ve 2 hafta sonrası (42. hafta) arasında doğumun olabileceğini, bunun normal olduğunu ifade eder.
Doğumun başladığını gösteren işaretler nelerdir?
Normal bir doğum öncesinde anne adayı gebeliğin bir bölümünde yaşadığı nefes darlığı gibi şikayetlerinin azaldığını ifade eder. Bu rahatlamanın temel nedeni bebeğin baş pozisyonunda doğum kanalına doğru aşağı inmesidir. Aşağı indikçe akciğerler ve diğer çevre organlara yaptığı bası azalacağından bir rahatlama hissi oluşur. Aslında bu rahatlama aynı zamanda doğum heyecanın da başlangıcıdır. Artık doğum yaklaşmış demektir. Bebek hazırlıklarını tamamlamış ve dış dünya ile tanışmaya karar vermiştir.
Normal bir doğumun başladığını gösteren işaretler şunlardır:
- Nişan gelmesi (gebelik sürecinde rahim ağzını tıkayan mukus tıkacın düşmesi, vajinal akıntı olması),
- Rahim kasılmaları (Braxton Hicks Kasılmaları, 35. haftadan itibaren vardır ancak doğum yaklaşınca belli bir düzene ve sıklığa ulaşır) ,
- Düzenli aralıklarla sancılar,
- Sırt ağrısı,
- Sık tuvalete çıkma isteği (doğum kanalına giren bebeğin kafasının bağırsaklara yaptığı basıya bağlı olarak),
- Suyun gelmesi (amniyon kesesinin yırtılması ve amniyon sıvısının vajinal yolla akması).
Ne zaman hastaneye gitmeliyim?
Aşağıdaki durumlarda acilen bir hastaneye başvurmanız gerekir:
- Suyunuz gelmişse,
- Vajinal kanama varsa (mukus tıkacın düşmesi esnasında bir miktar kanama olabilir, bu normaldir, ancak kanama miktarı fazla ise hastaneye başvurun),
- Bebek hareketlerini hissetmiyorsanız (bebekler gebeliğin belli bir haftasından sonra oldukça hareketlidir, doğuma yakın haftalarda alanı daraldığı için hareketleri biraz azalır, ancak uyku dışında hiç bir zaman hareketsiz kalmaz, hareketlerini hissetmiyorsanız acilen bir hastaneye başvurun),
- 37. haftalıktan önce doğum sancıları başlamışsa hastaneye başvurun, erken doğum olabilir.
Normal bir gebelikte yukarıdaki durumlar yoksa ancak sancılar 10-20 dakikada bir geliyorsa hastaneye başvurmanız önerilir. Hastaneye gidilecek mesafenin de göz önünde bulundurulması gerekir.
Doğum öncesi hazırlıklar nasıl olmalıdır?
- Doğum öncesi önemli bir sorun psikolojik olarak yorgunluktur. Gebelik süresince hormonal değişimlerinde etkisi ile anne adayları karmaşık bir psikoloji içinde olabilir. Doğum olayının verdiği korku, heyecan ve sabırsızlık da bir stres kaynağıdır. Anne adayının rahatlamış olarak doğuma girmesi, doğumun kolay ve sağlıklı geçmesi açısından önemlidir. Bu nedenle mümkün olduğunca doğum öncesi dönemde stresten uzak durmak gerekir. Kendinizi rahatlatacak uğraşı alanları bulun.
- Doğum çantanızı hazırlayın çünkü doğumun ne zaman gerçekleşeceğini bebekten başka kimse bilemez. Hastaneye nasıl gideceğinizi planlayın. Her şeyiyle planlanmış bir hazırlık hem sürpriz yaşamamanızı sağlar hem de sizi rahatlatır.
- Doğum öncesi hafif yürüyüşler, hafif egzersizler, esneme hareketleri doğumun daha kolay geçmesine yardımcı olabilir.
- Nefes egzersizleri yapın. Bu hem doğumda yapacağınız nefes alışverişi için bir hazırlık olacak, hem de kaslarınızı çalıştıracak ve doğuma hazırlayacaktır.
- Doğum öncesi beslenmenizi ihmal etmeyin. Zayıf kalmış bir vücut doğumu da zora sokabilir. Bolca su içmeyi ihmal etmeyin.
Doğum evreleri nelerdir?
Normal bir doğum olayı üç aşamadan oluşur.
- Sessiz evre: Bu evre doğumun en uzun evresidir. Birkaç saatten birkaç güne kadar uzayabilir. Kaçıncı gebelik olduğu, bebeğin ağırlığı, annenin doğum kanalı yapısı, bebeğin geliş şekli gibi birçok faktörden etkilenir. Rahim ağzının genişlediği, yumuşadığı, kısaldığı ve rahim kasılmalarının başladığı dönemdir. Rahim ağzı bebeğin başının kanala girebilmesi için kendini hazırlamaktadır. Rahim ağzındaki mukus tıkaç düşer, hafif kanlı bir akıntı olur. Bu dönemin ilk zamanlarında rahatlamaya çalışın ve doğuma hazırlanın. Banyo yapabilir, kısa yürüyüşler yapabilir, nefes egzersizlerini tekrarlayabilirsiniz. Bu fazın ilerleyen döneminde rahim ağzı 10 cm’ye kadar açılır. Kasılmalar artar. Evrenin sonuna doğru yaklaşık 5 dakikada bir gelen ve 1 dakika kadar süren kasılmalarınız olur. Bu aşamadan sonra hastanede sağlık ekibiniz kontrolünde doğumunuz devam eder. Bu evrede son olarak suyunuz gelir. Bu amniyon kesesinin yırtılmasına bağlı olarak amniyon sıvısının boşalmasıdır. Amniyon sıvısı berrak ve soluk renktedir. İlk başta çok az kan gelebilir. Eğer kanama devam eder, sıvıdan koku gelirse acil müdahale gerekebilir.
- Doğum evresi: Bu evre bebeğinizin dış dünyaya merhaba deme ve 280 gündür ikamet ettiği anne rahmini terk etme zamanıdır. Birkaç dakikadan birkaç saate kadar uzayabilir. Doğum esnasında doğumhaneye alınırsınız. Burada sağlık ekibi sizin ve bebeğiniz için bir hazırlık yapacaktır. Doğum eylemi biraz sancılı geçebilir. Daha önce çok defa denemesini yaptığınız nefes egzersizleri sancınızın hafiflemesine yardımcı olacaktır. Doğum esnasında sağlık ekibinizin yönlendirmeleri doğrultusunda ıkınma hareketleri bebeğinizin çıkmasını kolaylaştıracaktır.
- Plasentanın ayrılması evresi: Bebeğiniz doğdu. 280 günlük heyecanlı bekleyiş son buldu. Doğum olayı bittiğinde bir rahatlama olacaktır. Kısmen sancılı bir aşama geçmiştir. Bebeğinizi kucağınıza alabilir, hasret giderebilirsiniz. Zaten gebeliğiniz boyunca iletişim içindeydiniz. Sizi tanıyor, sesinizi biliyor.
Şimdi son aşama, plasentanın çıkmasıdır. Plasenta bebeğin doğmasında 5-30 dakika içinde çıkacaktır. Hafif kasılmalarınız olacaktır. Sağlık ekibiniz sizden son birkaç defa daha ıkınmanızı isteyebilir. Ancak doğum olayındaki kadar acınız olmaz. Plasenta çıktıktan sonra sağlık ekibi plasentayı inceler. Rahimde plasenta parçası kalması kanama ve sonrasında enfeksiyon kaynağı olabilir. Bu hususa dikkat edilmemesi bazen hayati tehlike oluşturabilir. Plasenta çıktıktan sonra sağlık ekibiniz son muayenenizi yapacak, müdahale edilmesi gereken yerler varsa müdahale edecektir.
Artık doğum bitmiş, bebeğiniz kucağınızdadır. Uzun süren hasret sona ermiştir. Onu emzirin ve bol bol koklayın.
Doğum şekline nasıl karar veririm?
Gebelik sonunda doğum iki türlü olabilir. Birisi normal doğum, diğeri sezaryendir. Sağlıklı olan normal doğumdur. Gebelikle ilgili bir sorun varlığında, bebek gelişiyle ilgili bir sıkıntı varsa veya doğum kanalı ile ilgili sorunlarda sağlık ekibi sezaryen uygulamasını önerebilir. Sezaryen uygulaması bir cerrahi işlemdir. Bu işlem sırasında uygulanan anestezi ve işlemin kendisinin de ciddi sıkıntıları olabilir. Diğer taraftan sezaryen doğum sayısını da kısıtlar. Giderek azalan genç nüfus, artan yaşlı nüfus düşünüldüğünde normal doğumun bir ülke politikası olarak desteklenmesi ve teşvik edilmesi gerekir. Birçok ülke de bu kapsamda sezaryen uygulamasına ciddi kısıtlamalar getirmiştir.