Hiperparatiroidizm nedir?
Hiperparatiroidizm paratiroid bezlerinin gereğinden fazla parathormon salgılaması sonucu ortaya çıkan bir tablodur. Kandaki parathormon seviyesi arttığında, parathormonun etkisiyle kan kalsiyum seviyesi de artar. Kan kalsiyum seviyesinin artması ciddi hayati sonuçlar doğuran tablolara neden olabilir.
Ortalama parathormon seviyesi 10 ile 65 pg/ml arasında değişir. Bir kişinin parathormon seviyesi bu aralığın üzerine çıkarsa hiperparatiroidizmden bahsedilebilir.
Hiperparatiroidizm gelişen hastalarda depresyon, sık sık yorgunluk hissi, aşırı su içme isteği, sık işemek, kendini hasta ve güçsüz hissetmek, kaslarda güçsüzlük, sık sık kabızlık yaşamak, karın ağrısı, kafa karışıklığı ve konsantrasyon kaybı belirtileri görülebilir. Hiperparatiroidizm ilerlerse hiperkalsemi belirtileri de tabloya eklenebilir. Bu durumda kusma, dehidratasyon, kas spazmları, bilinç bulanıklığı, kemik ve eklem ağrıları, aritmi ve hipertansiyon gibi semptomlar görülebilir.
Hiperparatiroidizmin kronik durumlarında hiperkalseminin de etkisiyle hastalarda osteoporoz, böbrek taşları, mide ülserleri ve pankreatit gibi durumlar da gelişebilir. Daha ileri veya hızlı gelişen durumlarda böbrek yetmezliği, bilinç kaybı veya koma gibi hayatı tehdit eden durumlar görülebilir.
Hiperparatiroidizm 3 şekilde gelişebilmektedir:
- Primer hiperparatiroidizm; paratiroid bezinin kendisinden kaynaklanan sebeplerle oluşur
- Sekonder hiperparatiroidizm; paratiroid bezleri normal iken vücuttaki diğer hastalıklardan dolayı kan kalsiyum seviyelerinin düşmesi sonucu parathormon seviyelerinin artmasıdır
- Tersiyer hiperparatiroidizm; sekonder hiperparatiroidizmin uzun süre sonunda gelişen durumlar sebebiyle primer hiperparatiroidizm gibi davranmasıdır. Genellikle böbrek yetmezliği ile ilişkilidir.
Primer hiperparatiroidizm
Paratiroid bezleri, boyunda, tiroid bezlerinin arkasında dört adet küçük endokrin organlardır. Bu bezler parathormon salgılarlar. Parathormon vücutta kalsiyum, D vitamini ve fosfor dengesinini sağlanmasında en önemli hormondur.
Primer hiperparatiroidizm paratiroid bezlerinin farklı sebeplerle kendiliğinden parathormon salgılama hızının artmasıdır. Bu düzensizliğin tespiti kan kalsiyum seviyesinin ölçümü ile yapılabilir.
Ortalama parathormon seviyesi 10 ile 65 pg/ml arasında değişir. Bir kişinin parathormon seviyesi bu aralığın üzerine çıkarsa hiperparatiroidizmden bahsedilebilir.
Primer hiperparatiroidizmin en sık sebepleri:
- Paratiroid bezi adenomları
- Paratiroid hiperplazisi
- Paratiroid karsinomu
- Multiple adenomlar
Paratiroid bezlerinde şef hücreler, clear hücreler ve oksifil hücreler olmak üzere üç hücre tipi vardır. Paratiroid bezi adenomları çoğunlukla şef hücrelerin oluşturduğu adenomlardır. Adenom dokunun olmaması gerektiği büyüklükte büyümesi ve histolojik yapısının değişmesi halidir. Genelde rastgele ve tek adet oluşurlar.
Paratiroid hiperplazisi dört adet organ parçasının tamamında büyüme veya anormalliklerin görüldüğü bir durumdur. Bazen sadece bir parçada büyüme görüldüğü de olabilmektedir.
Paratiroid karsinomu nadir görülen ancak şiddetli hiperkalsemi ve elle hissedilebilen boyunda kitle ile kendini gösterir. Paratiroid bezi kanserleri sadece paratiroid bezlerine sınırlı olabildiği gibi, karaciğer, akciğer veya uzak bölgelere metastaz yapmış halde de tespit edilebilir.
Multiple Endokrin Neoplazi denilen otozomal dominant endokrin hastalıklar grubunda da sık görülen benign paratiroid tümörleri sebebiyle, primer hiperparatiroidizm oluşabilmektedir.
Primer hiperparatiroidizim bu gibi paratiroid bezinin kendi hastalıkları sebebiyle oluşmaktadır. Primer hiperparatiroidizmde kan parathormon seviyesi artar ve dolaylı olarak kan kalsiyum seviyesi de artar.
Primer paratiroidizm hastalarda bazen klinik semptomlara neden olmayabilir. Bazen sadece laboratuvar testlerinde rastlanılabilir. Bazen de böbrek taşlarının araştırılması esnasında tespit edilebilmektedir. Hiperparatiroidizmin sonucu oluşan hiperkalseminin semptomları görülebilir. Bu hastalarda sıklıkla böbrek taşları ve osteopeni denilen kemik yıkımları görülür. Hatta kalsiyum fostat veya kalsiyum oksalat böbrek taşlarına sık görülen enfeksiyonlar veya böbrek yetmezliği de eklenedilir.
İlerlemiş hastalıklarda artan parathormon yüksekliğine bağlı kemiklerde kaybın artışı, osteoporoz ve kolay kırılan kemiklere rastlanılabilir.
Primer hiperparatiroidizm hastalarının çoğunda semptom görülmez. Bu nedenle bu hastaların düzenli izlenmeleri gerekir. Bu hastalarda nadiren cerrahi gerektiren kas veya iskelet bozuklukları da görülebilir. Bazı hastalarda halsizlik, kolay yorulma, kilo kaybı, anemi, iştahsızlık veya kaşıntı görülebilir. Bazı hastalarda ilerlemiş vakalarda depresyon, konsantrasyon bozukluğu, hafıza bozuklukları, periferik sinirlerde nöropati ve kas güçsüzlüğü de görülebilir. Ayrıca bazı hastalarda gözlerde keratopati, kalpe aritmi veya hipertansiyon, aşırı idrar yapma, aşırı su içme, kemik ağrıları, gut hastalığı, ülser, pankreatit, kabızlık, bulantı veya kusma gibi semptomlar da görülebilmektedir.
Primer hiperparatiroidizmnin tanısı kan kalsiyum ve parathormon seviyelerinin aynı anda çalışılması ile tespit edilebilir.
Sekonder hiperparatiroidizm
Paratiroid bezleri, boyunda, tiroid bezlerinin arkasında dört adet küçük endokrin organlardır. Bu bezler parathormon salgılarlar. Parathormon vücutta kalsiyum, D vitamini ve fosfor dengesinini sağlanmasında en önemli hormondur.
Ortalama parathormon seviyesi 10 ile 65 pg/ml arasında değişir. Bir kişinin parathormon seviyesi bu aralığın üzerine çıkarsa hiperparatiroidizmden bahsedilebilir.
Sekonder hiperparatiroidizm, paratiroid bezi haricindeki herhangi bir bozukluk veya hastalığa bağlı olarak paratiroid bezlerindeki yaygın büyüme ve kan parathormon seviyesinde artış ile karakterize bir durumdur. Ciddi kalsiyum ve D vitamini eksikliği durumları, D vitamini üretiminin azalması, bağırsaktan kalsiyum emiliminin azalması, kemiklerde parathormona direnç gelişmesi ve böbrekten fosfat atılımının artması görülebilir.
Sekonder hiperparatiroidizm hastalarında kan kalsiyum seviyeleri normal veya daha düşük olabilmektedir. Böbrek fonksiyonları normal olan hastalarda kan fosfat düzeyleri de düşüktür. Kandaki parathormon seviyesinin artmasına rağmen kemiklerde bunun etkisinin olmaması ve hatta kemiklerde yıkımın görülmesi, D vitaminin ve kalsiyumun kronik eksikliği sebebiyle görülebilmektedir. Bu sebeplerle bu hastalarda böbreklerden kalsiyum atılımı oldukça azdır.
Normokalsemik hiperparatiroidizm
Paratiroid bezleri tiroid bezlerinin arkasında, boyunda bulunan, dört adet küçük endokrin organdır. Paratiroid bezleri parathormon salgılarlar. Parathormon kandaki kalsiyum seviyesini çok dar bir aralıkta tutarak dengeyi sağlar. Kandaki kalsiyum seviyesi düştüğünde parathormon salgısı artarak kan kalsiyumunu yükseltir. Kan kalsiyum seviyesi yükseldiğinde hızlıca kandaki parathormon seviyesi düşer.
Bazı hastalarda kandaki kalsiyum seviyesi yüksek olmasına rağmen parathormon sedviyeleri düşmeyebilir. Bu duruma normokalsemik hiperparatiroidizm denir. Normokalsemik hiperparatiroidizm iki türdür:
- Normokalsemik primer hiperparatiroidizm
- Normokalsemik sekonder hiperparatiroidizm
Normokalsemik primer hiperparatiroidizm
Bu hastalarda yükselmiş parathormon düzeylerinin bir veya daha fazla paratiroid bezinin otonom hipersekresyonunun sonucu olduğu, serum kalsiyumunun altı aylık bir süre içinde en az iki kez ölçüldüğü ve sürekli olarak normal aralık içinde olduğu görülür. Bu hastaların çoğu, parathormon seviyeleri normalin üzerinde olmasına rağmen, kan kalsiyum seviyeleri, normal veya normalden yüksek olduğu için yıllarca teşhis konulamaz. Normokalsemik primer hiperparatiroidizm tanısından önce sekonder sebeplerin ayrıntılı araştırılması gereklidir.
Normokalsemik primer hiperparatiroidizm, paratiroid bezlerindeki herhangi bir adenom veya hiperplaziden kaynaklanıyor olabilir.
Normokalsemik primer hiperparatiroidizm klasik hiperparatiroidizmin erken bir formu olabilmektedir. Hastaların çoğu asemptomatiktir. Hastaların çoğunda, ilerleyen süreçlerde ciddi kemik kaybı ya da nefrolitiazis gelişebilmektedir.
Genellikle hasta kliniği aşağıdaki gibidir:
- Sekonder hiperparatiroidizm için herhangi bir nedenin yokluğunda sürekli yüksek PTH varlığında en az altı ay arayla en az iki ayrı düzeltilmiş veya iyonize kalsiyum seviyesi
- 25(OH) D vitamini 30 ng/ml veya daha yüksek olmalıdır.
- GFR >60 ml/dk olmalıdır.
- Artan serum kalsiyum/fosfat oranı
Normokalsemik sekonder hiperparatiroidizm
Bu hastalarda kandaki parathormon yüksekliği çeşitli nedenlerden kaynaklanan düşük kalsiyum uyarısına bir tepkidir. Paratiroid hormonu düşük kalsiyum uyarısı devam ettiği sürece yüksek kalır ve kaldırılır kaldırılmaz normale döner. Sekonder hiperparatiroidizmi olan hastalarda tipik olarak dört paratiroid bezinin hepsinde hiperplazi gelişir. Normokalsemik sekonder hiperparatiroidizm kan kalsiyumu düşüklüğüne neden olan sorunun giderilmesiyle düzelebilir.
Normokalsemik sekonder hiperparatiroidizmin olası nedenleri:
- D vitamini eksikliği
- Böbrek yetmezliği (en sık neden)
- Bağırsak malabsorpsiyon sendromları
- Bariatrik cerrahi
- Uzun süreli düşük diyet kalsiyum alımı
- Renal kalsiyum sızıntısı
- İdiyopatik hiperkalsiüri
- Antikonvülsanlar
- Bisfosfonatlar
- Çölyak hastalığı
- Denosumab
- Diüretikler (tiazidler)
- Lityum
Son dönem böbrek yetmezliği olan hastalarda sıklıkla sekonder hiperparatiroidizm görülmekle birlikte serum fosforu da yükselir.