Kanda Magnezyum testi (Mg)

Magnezyum (Mg)

Magnezyum vücudumuzun hayati fonksiyonları için önemli bir mineraldir. Vücutta en fazla bulunan metal elementlerden birisidir. Diyetlerimizde tahıl ürünleri, fındık-fıstık, kırmızı et ve sebzelerde bulunur. Diyetle günlük ortalama 250-350 mg Mg almaktayız. Magnezyum vücudumuzda birçok enzimatik fonksiyonda görev yapan önemli bir mineraldir. Diyetle günlük alınan magnezyumun 200 mg’ı dışkı ile, 100 mg’ı da idrar ile atılır.  

Kan plazma magnezyum miktarı ortalama 1,7-2,7 mg/dL iken vücudumuzda toplamda yaklaşık 20-30 gr arasında magnezyum bulunur. Plazma magnezyum ortalama seviyesini 1,4-1,7 mEq/L olarak ifade eden merkezler de vardır. Vücudumuzdaki toplam magnezyumun yaklaşık %60’ı kemiklerde depolanır. Geriye kalan kısmı çoğunlukla kas dokularında ve az bir kısmı da hücrelerarası alanlarda bulunur. Magnezyum vücutta yaklaşık 300 kadar enzimin aktivitesinde rol alır. Çoğunlukla kan, karaciğer ve kas dokularında iş görür. Magnezyum, hücrelerin büyümesi ve kendilerini yenilemesinde, enzim ve koenzim aktivitesinde, protein sentezinde, kemik ve kas dokusunun güçlenmesinde büyük öneme sahiptir. Magnezyum özellikle fosfataz, fosforilaz, enolaz, fosfoglukomutaz enzimlerinin aktivatörüdür ve aynı zamanda hücrelerde Na/K ATPaz’ın inhibitörüdür.  



Magnezyum aynı zamanda hipertansiyon, diyabetes mellitus, astım, kalp ritim bozukluklarında ve bazı böbrek hastalıklarının tedavisinde de kullanılmaktadır. Hatta düz kas hücrelerindeki kalsiyum hareketini düzenleyerek, kalp kasının kasılmasında ve periferik vasküler tonusun devamlılığının sağlanmasında önemli role sahiptir. Kas kramplarının giderilmesinde ve bazen de kas gevşetici olarak da kullanılabilmektedir. 

Magnezyum aynı zamanda mineral ve elektrolitlerin, hormonların ve nörotransmitterlerin  etki merkezlerine ulaşmasında da görevlidir. Beynin elektriksel dalgalarının iletilmesinde de  önemli role sahiptir. Ayrıca hücrelerin zarlarında görev alarak hücreye giren ve çıkan birçok enzim, protein veya diğer yapıların hareketini sağlar. Örneğin magnezyum eksikliğinde hücrelerin bazı mineralleri tutma veya salma yetileri zayıflar ve bunlara bağlı semptomlar gelişmeye başlar.  

Vücutta besinlerle yeterli magnezyum alınamazsa vücut kemiklerdeki magnezyum depolarını kullanır. Diyetle alınan magnezyumun da yaklaşık yarısı bağırsaklardan emilir.  

Kanda magnezyum seviyesinin düşük olması (Hipomagnezemi): 

Kan serum Mg seviyesinin 0.66 mmol/L’nin (< 1.6 mg/ dl) altına inmesi hipomagnezemi olarak tanımlanır. Serum magnezyumu 1,2 mg/dL’nin altına düşen hastalarda semptomatik hipomagnezemi görülür. Magnezyum eksikliğinin tespiti halinde düzeltilmiş magnezyum düzeyi yeniden hesaplanarak diğer sebepler araştırılır ve benzer klinik belirtileri gösteren diğer hastalıklar da değerlendirilir.  



Magnezyum eksikliği genellikle diyetle düşük miktarda magnezyum alınması veya bağırsaklardan aşırı  kayıp sebebiyle olabilmektedir. Kayıpların bir kısmı da idrarla fazla atılan magnezyumdur. Yoğun bakım ünitelerinde tedavi gören hastaların %12-65’inde magnezyum eksikliği görülebilmektedir. 

Magnezyum eksikliği vücutta pek çok fonksiyonu etkiler. Hastalarda bulantı, kusma, nörolojik belirtiler, tetani, tremor, kas seyirmeleri, kişilik bozuklukları ve hatta nöbetler dahi görülebilir. Bazı hastalarda kas kramplarıyla birlikte apati, koma veya deliryum dahi görülebilir. Depresyon, içe kapanma, psikoz, aşırı sinirli ruh hali, duygu durum bozuklukları, yer zaman oryantasyonu bozuklukları gibi psikolojik rahatsızlıklar, çeşitli EKG değişiklikleri ve  atrial fibrilasyona kadar gidebilen kardiyak belirtiler magnezyum eksikliğinde görülebilen diğer semptomlardır.  

Magnezyum eksikliğinin (Hipomagnezeminin) nedenleri: 

  • Redistribisyon 
    • IV glukoz tedavisi sonrası 
    • Diyabetik ketoasidozun düzeltilmesi  
    • Parenteral beslenme  
    • Açlıktan sonra tekrar besleme  
    • Akut pankreatit  
    • Postparatiroidektomi (aç kemik sendromu)  
    • Osteoblastik metastaz (Aç kemik sendromu) 
  • Ekstrarenal kayıplar 
    • Nazogastrikten kayıplar (nadiren)  
    • Emzirme  
    • Aşırı terleme 
    • Yanıklar  
    • Sepsis  
    • Bağırsak veya biliyer fistül  
    • Aşırı ve uzamış ishal 
  • Renal kayıplar 
    • Ketoasidoz  
    • Tuz veya ozmotik diürez  
    • Potasyum tükenmesi  
    • Fosfor tükenmesi  
    • Ailesel hipofosfatemi  
    • Tubulointerstitial böbrek hastalığı 
  • Azalmış alım 
    • Alkolizm (siroz) (sık)  
    • Malnütrisyon nedeniyle yetersiz alım (sık)  
    • İnce bağırsak rezeksiyonu  
    • Malorbsorbsiyon (steatorrhea) 
  • İlaçlar 
    • Diüretikler  
    • Aminoglikozitler  
    • Amfoterisin B 
    • Pentamidin 
    • Kapreomisin  
    • D vitamini zehirlenmesi  
    • Alkol ve etanol 
    • Sisplatin 
    • Setuksimab  
    • Teofilin  
    • Proton pompa inhibitörleri 
  • Konjenital sebepler 
    • TRPM6 (transent receptor potential melastatin 6) defekti 
    • Familyal hipomagnezemi (paracellein-1 (claudin16 (CLDN16)) defekti) 
    • Bartter sendromu (tip III Bartter sendromu) 
    • Gitelman sendromu 
    • Sekonder hipokalsemili hipomagnezemi (HSH) 
    • Hiperkalsiüri ve nefrokalsinozisli ailevi hipomagnezemi (FHHNC) 
    • Hiperkalsiüri ile otozomal dominant hipokalsemi (DEHB) 
    • Hipokalsiüri ile izole dominant hipomagnezemi (IDH) 
    • Normokalsemili izole edilmiş resesif hipomagnezemi (IRH) 
  • Endokrinolojik sebepler 
    • Uygunsuz ADH  
    • Hipertiroidi  
    • Hiperparatiroidizm  
    • Hiperkalsemik durumlar  
    • Birincil veya ikincil aldosteronizm 

Kanda magnezyum seviyesinin yükselmesi (Hipermagnezemi): 

Kanda serum Mg düzeyi >2.7 mg\dl’nin üzerinde olmasına hipermagnezemi denir. Magnezyum düzeyindeki artış seviyesine göre hastalarda letarji, konfüzyon, koma, kas zayıflığı, derin tendon reflekslerinde azalma, hipotansiyon, aritmi ve hipoventilasyon gibi semptomlar görülür. Bu hastalar mutlaka hiperpotasemi ve hiperkalsemi açısından da değerlendirilir.  



Ciddi hipermagnezemi en sık olarak Kronik böbrek yetmezliği hastalarında magnezyum içeren anti-asit veya anti-konstipan ilaç alımı ile karşımıza çıkmaktadır. Aktif ülser hastalığı, gastrit, ülseratif kolit gibi gastrointestinal hastalıklarda Mg absorbsiyonundaki artışa ikincil hipermagnezemi gelişebilir. 

Hipermagnezemi nedenleri: 

  • Magnezyum alımında artış 
    • Eklampsi tedavisi 
    • Antiasitler 
    • Laksatifler 
    • Oral alım (ilaçlar, genellikle böbrek yetmezliği eşlik eder) 
    • MgSO4 infüzyonu (preeklamsi&eklamsi tedavisi sırasında)  
    • Tümör lizis sendromu 
  • Böbreklerden atılımında azalma 
    • Akut böbrek yetmezliği 
    • Kronik böbrek yetmezliği 
    • Hipovolemi  
    • Addison hastalığı  
    • Primer hiperparatiroidizm 
    • Adrenal yetmezlik (hemokonstrasyona bağlı) 
  • İlaçlar 
    • Katartikler 
    • Laksatifler 
    • Enema 
    • Epsom tuz zehirlenmesi



Scroll to Top