Kandaki hayati elementlerden potasyum, K
Potasyum vücudumuzda hücrelerin içerisindeki en önemli elementlerden birisidir. Normal hücre içi konsantrasyonu 100-150 mEq/L, hücre dışı konsantrasyonu ise 3,5-5 mEq/L’dir. İnsan vücudundaki toplam potasyumun %98’i hücrelerin içerisinde bulunur. Özellikle iskelet kasları total vücut K+’un %70-75’ini taşır. Ayrıca karaciğer, eritrositler ve kemikler potasyumdan zengin dokulardır. Hücre içindeki yüksek K konsantrasyonu hücre metabolizması ve büyümesi, hücre bölünmesi, sinirlerin iletimi, kasların çalışması, optimal enzim fonksiyonu, DNA sentezi, volüm düzenlenmesi ve asit-baz dengesi gibi normal hücre fonksiyonlarının devamı için gereklidir.
Diyetle alınan potasyum miktarı yaklaşık olarak 80 mEq/gün (50-150mEq)’dür. Yüksek potasyum içeren gıdalar portakal, üzüm, patates, muz, avokado ve kuru üzümdür. Potasyum vücutta birçok faktörlere bağlı olarak hücre içi ve hücre dışı ortamlar arasında dakikalar içerisinde geçişler yapabilir. Fazla potasyumun çoğu böbreklerden (%90) atılır.
Kandan potasyum testi kan potasyum konsantrasyonunun normal sınırlar içinde olup olmadığını belirlemek ve elektrolit dengesizliğinin değerlendirilmesine yardımcı olmak için yapılır. Potasyum fazlalığına hiperkalemi, düşüklüğüne ise hipokalemi denir. Kan potasyum testi böbrek veya kalp hastalıklarında, hipertansiyonda veya kandaki elektrolitlerin düzensizliğinden şüphelenilen herhangi bir durumda yapılabilir.
Vücutta asit-baz dengesinde sorun olduğu düşünülen hastalarda potastyum değerleri incelenir. Potasyumun aşırı atılması ile oluşan kayıplar veya atılamaması ile oluşan birikimler hayati değer taşımaktadır. Hücre içerisindeki potasyumun kana geçmesine sebep olan ağır egzersiz gibi durumlar da kan potasyum değerlerinin yükselmesine neden olabilir.
Potasyumun vücut depolarındaki ana düzenleyici hormonu aldosterondur. Bu hormon, başlıca böbrek distal tubulus hücrelerinde potasyum atılımını etkileyerek vücuttaki potasyum dengesini korur. Aldosteron için de vücudun kontrol sistemi vardır. Aldosteron sentezi hiperkalemide artarken, hipokalemide azalır.
Hipopotasemi/hipokalemi:
Hipopotasemi kan plazma K+ seviyesinin 3.5 mEq/L’nin altında olmasıdır. Ancak hastaların çoğu plazma K+ 3 mEq/L’nin altına düşene kadar asemptomatiktir.
12 saatten daha kısa sürede kan potasyum seviyesinin düşmesine akut hipopotasemi denir. Genellikle vücutta asit baz dengesi bozukluğu olan alkaloz, insülin tedavisi veya β2-agonist ilaçlarla tedavi kan potasyum düşüklüğüne sebep olabilmektedir.
24 saatten daha uzun sürede gelişen kan potasyum seviyesi düşüklüğüne ise kronik hipopotasemi denir.
Hipopotasemi olan hastalarda çarpıntı, kas güçsüzlüğü, kramplar, paralizi, parestezi, konstipasyon, bulantı, kusma, karında kramplar, poliüri, noktüri, polidipsi, psikoz, deliryum, halüsinasyonlar ve depresyon gibi belirtiler görülebilir.
Hipopotasemi tek başına değerlendirilmeyip diğer olası nedenlerin klinik bulguları ve testleri ile birlikte değerlendirilir.
Kan potasyum (K+) düşüklüğü (Hipopotasemi /hipokalemi) nedenleri:
- Potasyumun kan plazmasından hücre içine girmesi
- Akut alkaloz (solunumsal, metabolik)
- İnsülin verilmesi
- Beta-adrenerjik aktivite
- Hipokalemik periyodik paralizi
- Baryum zehirlenmesi
- Hipotermi
- Kan hücrelerinin hızla artması
- Tirotoksikoz
- Megaloblastik anemilerin tedavisi sırasında
- Yetersiz potasyum alımı
- Gastrointestinal kayıplar
- Mideden kayıp
- Kusma
- Nazogastrik drenaj
- Pilor stenozu
- Bağırsaktan kayıp
- İshal
- Villöz adenom
- Kronik laksatif kullanımı
- Biliyer drenaj
- Üreterosigmoidostomi
- Laksatiflerin aşırı kullanımı
- Mideden kayıp
- Aşırı terleme
- Ağır yanıklar
- Böbrekten kayıp
- Mineralokortikoid artışı
- Lösemiler
- Primer hiperaldosteronizm
- Cushing sendromu
- Primer adrenal hastalık
- Kortikosteroid kullanımı
- Nonendokrin tümörler
- Doğumsal adrenal hiperplazi
- 11 beta-hidroksilaz eksikliği
- 17 alfa-hidroksilaz eksikliği
- Liddlesendromu
- Bartter ve Gitelman sendromu
- Diüretik kullanımı
- Renal tübüler asidoz
- İnterstisyel nefrit
- Postobstrüktif diürez
- Tütün çiğneme
- Diğer
- Hipomagnezemi
- Malnutrisyon
- TPN kullanımı
- D vitamini intoksikasyonu
- Ağır egzersizler
- Kalp krizi
- İlaçlar
- Amfoterisin B
- Sisplatin
- Teofilin
- Kortikosteroidler
- Mineralkortikoidler
- Alkali-uyarılı alkaloz laksatifler
- Osmotik diüretikler
- Gentamisin
- Sempatomimetikler
- İnsülin
- Karbenoksolon
- Tetrasiklin
- Vit B12
Hiperpotasemi/hiperkalemi:
Hiperpotasemi kan plazma potasyum seviyesinin 5.5 mEq/L’nin üzerinde ölçülmesidir. Böbreklerin potasyum atma kapasiteleri çok fazla olduğundan hiperpotasemi nadiren oluşur. Ancak böbrek hastalıkları varsa potasyum fazlasının atılması zorlaşabilir.
Hiperpotasemi semptomları nadirdir ve genelde tesadüfen tespit edilir. Bilinen hastalarda beklenen tablolarda potasyum yüksekliği izlenebilir. Kiperpotasemi hastalarında halsizlik, kas güçsüzlüğü, motor kayıplar, parestezi, paralizi, hipoventilasyon, solunum kaslarında paralizi, abdominal distansiyon ve diyare gibi belirtiler görülebilir. Eşlik eden diğer hastalıklara bağlı olarak klinik çok daha ağırlaşabilir.
K+ değeri 7,5 mEq/L ve üzerinde olan hastalarda kardiyak belirtiler ağırlaşabilir ve hayati tehlike oluşturabilir. 6 mEq/L’yi geçen her hiperpotasemi seviyesi hayati tehlike oluşturabileceğinden tedavi edilmelidir.
K+ değeri 8 mEq/L’nin üzerine çıkana kadar kas belirtileri görülmeyebilir. Kan plazma potasyum seviyeleri semptomlarla doğru orantılı olmayabileceğinden böbrek fonksiyonları, kan gazları, aldesteron düzeyleri, kan glikoz ve kalsiyum düzeyleri, insülin seviyeleri ve diğer birçok tetkik ile birlikte değerlendirilmesi gerekebilir.
Hiperpotasemi /hiperkalemi sebepleri:
- Aşırı potasyum alımı
- Oral potasyum tuzları ve diyetle aşırı potasyum alınması
- Potasyum ve tuz destek tedavisi
- Yüksek dozda potasyum-penisilin
- Parenteral sıvılara fazla potasyum ilavesi
- Beklemiş, aşırı kan transfüzyonu
- Potasyumun hücre dışına çıkması
- Tümör lizisi
- Rabdomyoliz
- Hemoliz
- İnternal hemoraji
- Travma
- Cerrahi
- Yanık
- Şok
- Sepsis
- Metabolik asidoz
- İnsülin eksikliği
- Aşırı egzersiz
- Hiperosmolarite
- İlaçlar
- ACE inhibitörleri
- Siklosporin
- Amilorid
- Sitotoksikler
- Digoksin toksisitesi
- Sitratlı kan transfüzyonu
- Heparin
- Spironolakton
- K+ içeren ilaçlar
- Süksinil kolin
- Beta-Blokörler
- Alfa agonistleri
- Lityum
- Triamteren
- NSAİ
- Trimetoprim
- Pentamidin
- Arginin hidroklorür
- Ailevi hiperkalemik periyodik paralizi
- Böbrekle potasyum atılımının azalması
- Akut böbrek yetmezliği
- Son dönem böbrek yetmezliği
- Mineralokortikoid aktivitenin azalması
- Tübüler sekresyon defekti: Renal Tübüler Asidoz II ve IV
- Hipoaldosteronizm
- Psödohipoaldosteronizm (organlarda aldosterona karşı direnç olması)
- SLE
- Orak hücreli anemi
- Obstrüktif üropati
- Transplantasyon
- Potasyum tutan diüretik kullanımı
- Sodyum kanal blokajı
- Potasyum tutan diüretik kullanımı
- Trimetoprim
- Pentamidin