Metabolik sendrom nedir?

Metabolik Sendrom 

Metabolik sendrom kalp ve damar hastalıkları için birer risk faktörü olarak bilinen, bazı risk faktörlerinin bir araya geldiği durumdur. Her biri kalp damar hastalıkları için risk faktörü olsa da bir araya geldiğinde inme, diyabetes mellitus gibi başka hastalıklar için de risk oluşturabilirler. Metabolik sendromun en önemli özelliği, risk faktörlerinin önlenebilir olmasıdır. 



Metabolik sendrom tabir olarak daha yeni bir tabir olsa da bileşeni olan risk faktörleri yüzlerce yıldır insanlık için önemli faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer taraftan metabolik sendrom oldukça sık görülen bir durumdur. Yapılan çalışmalarda 20 yaş üzeri toplumun yarısına yakınının bu durum ile karşı karşıya kaldığını göstermektedir. Azalan fiziksel aktivite, artan obezite, ofislere sıkıştırılmış çalışma alanları, yaygınlaşan fast food kültürü, artan stres unsurları gibi çoğu çağımıza ait özellik hastalık için uygun zemini hazırlamaktadır. Gelişen, modernleşen toplumlarda daha sık görülür. Bu nedenle Refah Sendromu olarak da bilinir. Oldukça tehlikeli bir durumdur. 

Metabolik sendromun bileşenleri: 

Metabolik sendromun beş temel bileşeni vardır. Bunların her biri hayati tehlike oluşturabilen hastalıklara neden olabilir. Bu beş bileşenden üçünün varlığında metabolik sendromdan söz edilebilir. 

Metabolik sendrom bileşenleri şunlardır: 

  • Artmış bel çevresi (obezite): Göbek üzerinden yapılan ölçümlerde, bel çevresinin erkeklerde 102 cm, kadınlarda 88 cm’nin üzerine çıkmasıdır. Göbek çevresinde yağ birikimini, dolayısıyla vücudun diğer bölümlerinde, diğer organlarında ve muhtemelen de damarlarda birikimi gösterir. Bu da artmış kalp damar hastalığı, kalp krizi ve inme riski demektir.  
  • Trigliserit seviyesindeki artış: Trigliserit kanda bulunan bir yağ türüdür. Alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olduğu, yağdan ve karbonhidrattan zengin beslenmenin olduğu durumlarda kan trigliserit değeri 150 mg/dl’nin üzerine çıkar. Kalp damar hastalıkları, kalp krizi, inme, diyabetes mellitus, hipertansiyon gibi hastalıklar için risk oluşturur. 
  • HDL seviyesindeki azalma: Kanda bulunan bir çeşit yağ moleküldür. Yüksek dansiteli kolesteroldür. Halk arasında iyi huylu kolesterol olarak da bilinir. Diğer kolesterol moleküllerinin aksine, yüksekliği kalp damar hastalıklarına, kalp krizine karşı korur. Erkeklerde 40mg/dl’nin, kadınlarda ise 50 mg/dl’nin altında olması inme, kalp krizi, kalp damar hastalıkları açısından risk oluşturur. 
  • Kan basıncı artışı (veya kan basıncını düzenleyici ilaç kullanımı): Dinlenme durumunda, uygun şartlarda birden fazla ölçümde kan basıncı seviyesinin 140/90 mmHg’nin üzerinde olması ve bunun bir süre kontrol edilememesi, damar sertliği, kalp krizi, inme, kalp yetmezliği gibi hastalıkların gelişme sıklığını artırır.  
  • Açlık kan şekeri seviyelerinde artma (veya tip 2 diyabetes mellitus): Uygun şartlarda yapılan testlerde, açlık kan glukoz seviyesinin 126 mg/dl’nin üzerinde olması önemli bir risk faktörüdür. Diyabetes mellitus bir mikro damar hastalığıdır. Yani kan damarlarının ulaştığı her organ ve dokuda hasar oluşturabilir. Bu kapsamda kalp damar hastalıkları, kalp krizi, tansiyon yüksekliği gibi birçok hastalık için önemli bir risk faktörüdür.  



Metabolik sendrom için risk grupları: 

  • Santral obezite: Kalça ve bel çevresinde yoğunlaşan kilo artışı, 
  • Diyabetes mellitus: Kan glukoz seviyelerinin yüksek olması veya aile de diyabetes mellitus öyküsü, 
  • İnsülin direnci: Kan glukoz seviyelerinde artışa neden olur. 
  • Düzensiz beslenme: Yağ ve karbonhidrattan zengin, meyve sebzeden fakir beslenme, fast food alışkanlığı, 
  • Masa başında çalışanlar: Günlük fiziksel aktivite yapılamaması, alınan enerjinin harcanamaması (beyaz yakalı hastalığı), 
  • Sedanter yaşam: Alınan enerji tüketilemez, aktivite çok zayıf, alkol gibi alışkanlıklar da kalp damar hastalıkları riskini artırır, 
  • Yoğun stres: Kalp damar hastalıkları, kalp krizi, inme riskini artırır, 
  • Dijital bağımlılık: Vaktinin çoğunu bilgisayar başında geçiren kişiler risk altındadır, 

Metabolik sendromun tedavisi: 

Metabolik sendromun tedavisinin temeli risk faktörleri ile mücadele etmek yani yaşam alışkanlıklarımızı düzene sokmaktır. Bunun için: 

  • Düzenli fiziksel aktivite: Haftada en az beş gün ve günde en az 30 dakika fiziksel aktivite önerilir. Hafif tempolu yürüyüş, bisiklete binme, yüzme, fitnes, koşu, doğa yürüyüşü vs. Bunun için bir uzmandan destek almak faydalı olabilir. Uzman size, kilonuz, yaşınız, hastalıklarınız vs için bir aktivite programı planlayabilir.  
  • Kilo kontrolü: Vücut kitle indeksinizi baz alarak bir beslenme programı, aktivite programı uygulamanız gerekir. Bunun için mutlaka bir diyetisyen desteği almanızı öneririz. Diyetisyen desteği olmadan kulaktan duyma bilgilerle yapılan diyet programları bazen hayati risk teşkil edebilecek sorunlar oluşturabilir. Hızlı kilo kaybı yerine dengeli kilo kaybı gerekir. 
  • Dengeli beslenme: Beslenme alışkanlıklarınızı diyetisyen desteğinde bir düzene koymak gerekir. Sebze ve meyve ağırlıklı bir beslenme programı uygulanmalıdır. 
  • Tütün ve tütün ürünleri kontrolü: Tütün ve tütün ürünleri içerdikleri binlerce kimyasal sayesinde başta kanserler ve kalp damar hastalıkları olmak üzere çok sayıda hastalığın en büyük risk faktörüdür. Azı da çoğu da zararlıdır. Siz tüketmeseniz bile etrafınızda içilen sigaranın dumanına maruz kalmakta size zarar verebilir. Bu nedenle sigara içilen mekanlarda dahi bulunmamak gerekir. 
  • Alkol kontrolü: Kalp ve damar hastalıkları riski nedeniyle alkolden uzak durmak gerekir.  
  • Kan şekeri kontrolü: İnsülin direnci kontrol edilmelidir. Diyabetes mellitus tanısı alan hastaların kan glukoz seviyesine göre uygun tedavi almaları ve glukoz seviyelerini kontrol altında tutmaları damar hasarını engelleyecektir. 
  • Kan basıncı kontrolü: Kan basıncının kontrol altına alınamaması, uzun süre yüksek düzeyde kalması, başta beyin kanaması, inme olmak üzere kalp damar hastalıkları riskini artırır. Uygun ilaç tedavisi yanında tuz kısıtlaması, dengeli beslenme ve fiziksel aktivite gerekir.



Metabolik sendromun önlenmesi veya tersine çevrilmesi 

Aşağıdakiler dahil yaşam tarzı değişiklikleri yaparak metabolik sendromu önleyebilir veya tersine çevirebilirsiniz: 

  • kilo kaybetmek 
  • düzenli egzersiz yapmak 
  • kan basıncınızı, kolesterolünüzü ve kan şekeri seviyenizi kontrol altında tutmak için sağlıklı, dengeli bir diyet yemek 
  • sigarayı bırakmak 
  • alkolü azaltmak 

Gerekirse, bir doktor kan basıncınızı, kan şekerinizi ve kolesterol seviyenizi kontrol etmenize yardımcı olacak bir ilaç reçete edebilir. 


Scroll to Top