Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB)
Obsesyon, yanlış olduğu bilindiği halde kişinin kafasından atamadığı, mantık ve muhakeme ile uzaklaştırılamayan, arzu edilmeyen saplantı halindeki fikirler olarak tanımlanabilir. Toplumda takıntı, saplantı olarak adlandırılır.
Bu fikirler kişinin isteği dışında gelir. Kişi bunların mantıksız olduğunu bilir. Genellikle yineleyici, ısrarlı tarzda düşünce, söz, dürtü, imge şeklinde fikirlerdir. Kişi bundan rahatsız olur, sıkıntı duyar, kurtulmaya çalışır ama kurtulamaz.
Bulaşma korkusu (kan, tükürük, mikrop, kir vs), simetri takıntısı, kontrolü kaybetme korkusu, zarar verme korkusu, din veya ahlakla ilgili saplantılı düşünceler, cinsel dürtüler obsesyona örnek verilebilir.
Kompulsiyon ise kişinin obsesyonu (saplantılı düşünce) zihninden uzaklaştırabilmek için yaptığı tekrarlayıcı hareketler, aklına başka düşünceleri getirme, başka davranışlar geliştirme eylemidir.
Kişi obsesyonla içine düştüğü sıkıntılı ruh halinden kompulsiyon ile kurtulur. Ancak istem dışı olarak uzun süre ile yinelenen bu eylemler kişiyi yorar. Aslında bu eylemlerin bir anlamının olmadığını bilir, ancak obsesif düşüncelerini rahatlattığından eylemlere devam eder.
Saatlerce el yıkama, günde birkaç kez banyo yapmak, her gün kapsamlı ev temizliği yapmak, bir şeyleri düzenlemek, saymak, kontrol etmek, çimlere basmadan yürümek kompulsiyona örnek olarak verilebilir.
Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) obsesyonlar ve tekrarlayan kompulsiyonlar ile karakterize, sık görülen bir psikiyatrik hastalıktır. Bu zihinsel ve davranışsal bozukluk kişinin hayatında ve çevresinde sıkıntılar yaşamasına neden olur.
OKB hastalarının bir kısmında kompulsif davranışlar ortaya çıkmadan önce obsesif düşünceler vardır. Bu dönemde kompulsiyona rastlanmaz.
OKB çok eski çağlardan bu yana değişik kaynaklarda farklı şekillerde olsa da modern anlamda ilk kez 1838 yılında Esqirol tarafından tanımlanmıştır.
Hastalığın başlangıç yaşı ortalama 20 yaştır. Toplumda %2,5 oranında görülür. Çocukluk ve ergenlik döneminde erkeklerde daha sık görülür. Erkeklerde başlama yaşı daha erkendir ve hastalığın seyri daha kötüdür.
Obsesif kompulsif bozukluk belirtileri:
Günlük yaşantıda temizlik, düzen amacıyla yapılan sık el yıkama, kapı, pencere açma, eşyaları düzenleme gibi tekrarlayan her hareket OKB olarak değerlendirilemez. Bu düşünce ve davranışların hastalık olarak değerlendirilebilmesi için günlük işlevleri etkileyecek, kısıtlayacak, bozacak kadar şiddetli ve yoğun olması gerekir.
Obsesyon türleri:
- Bulaşma obsesyonları: Eşyalara dokunmaktan, insanlarla yakın temas kurmaktan kaçınır. Tuvalette üzerine idrar sıçradığı, asansör düğmesinden eline kan, idrar, sperm bulaştığı, dışarda gezdiği sırasında elbiselerine mikrop bulaştığı düşünceleri gibi.
- Kuşku obsesyonu: Bir şeyin yapıldığından emin olamama durumudur. Ütünün prizden çekilmesi, doğalgazın kapatılması, fırının kapatılması, kapı-pencerenin kilitlenmesi gibi.
- Cinsel obsesyonlar: Kişinin değerleri ile de uyuşmayan, yanlış olduğunu kendisinin de bildiği, utanç duyduğu cinsel içerikli düşüncelerdir. Dini inançları kuvvetli bir erkeğin işyerindeki bayanlara sarkıntılık yapacağı korkusu gibi.
- Dinsel obsesyonlar: Kişinin kendi inançlarına aykırı olan, yanlış olduğunu kendisinin de bildiği, endişe duyduğu düşünceleridir. Namaz esnasında dini değerleri, Allah’ın varlığını sorgulaması gibi.
- Simetri / düzen obsesyonları: Nesnelerin belli bir düzen içinde olması ve bunların sürekli kontrol edilmesi düşüncesidir. Tabloların, sehpanın üzerindeki eşyaların, kitaplıktaki kitapların belli bir düzende olması gibi.
- Somatik obsesyonlar: Kanser gibi hayatı tehdit edebilecek hastalıklara yakalanma korkusu, buna yönelik önlemler alma düşüncesidir.
- Saldırganlık obsesyonları: Kişinin çevresindeki insanlara, özellikle sevdiklerine veya kendisine zarar vereceği, yaralayacağı, öldüreceği korkusu, bunu önlemeye yönelik zarar verebilecek bıçak, makas gibi aletlerden uzak durma düşüncesidir. Arabanın önüne atlama, pencereden atlama şeklinde de olabilir.
Kompulsiyon türleri:
- Temizlik kompulsiyonu: Bulaşma obsesyonunun ortaya çıkardığı sıkıntıdan kurtulmak için kişinin uzun süre ve sık sık ellerini yıkaması, ev dışında tuvalete gitmemesi, dışardan eve döndüğünde tüm elbiselerini çıkarıp çamaşır makinasına atması eylemleridir.
- Kontrol kompulsiyonu: Kuşku obsesyonunun ortaya çıkardığı endişeden kurtulmak için kişinin güvenliği sağlamakla ilgili ütüyü kontrol etmesi, doğalgazı, fırını, kapı-pencereyi kontrol etmesi eylemleridir.
- Düzenleme kompulsiyonu: Simetri/düzen obsesyonuna bağlı olarak eşyaları, olayları belli bir düzen içine sokma faaliyetleridir.
- Tekrarlama kompulsiyonları: Bazı faaliyetleri belli sayıda tekrarlama eylemleridir. Aynı şekil ve sayıda yapmadıkça rahatlayamaz.
- Sayma kompulsiyonu: Belli şeyleri sürekli sayma şeklinde yapılan zihinsel eylemdir. Araba plakaları gibi
- Dokunma kompulsiyonu: Belli bir nesneye dokunma, bunu yapmadığı zaman rahat edememe, yanlış bir şeyler olacakmış korkusu şeklindedir.
- Biriktirme ve saklama kompulsiyonu: İhtiyacı olmadığı şeyleri alma, biriktirme, ihtiyacı kalmayan şeyleri atamama şeklindedir.
- Diğer: Bazı faaliyetler geleneksel olarak kazanılır. Merdiven altından geçmemek, kara kedi önünden geçmemek, eşik üzerinde durmamak, yataktan sol taraftan kalkmamak gibi. Bunlar inançları gereği veya yaşadığı toplumun değerlerine istinaden normal olarak yapılabilir. Ancak bu durum kişinin hayatını olumsuz yönde etkiliyorsa, yaşamsal faaliyetlerini kısıtlıyorsa OKB açısından değerlendirilmelidir.
Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) nedenleri:
Hastalığın nedenleri tam olarak bilinememektedir. Ancak bazı teorilerle açıklanmaya çalışılmıştır. Bunlar:
- Genetik faktörler: Yapılan çalışmalar OKB hastası tek yumurta ikizlerinde, hastalığın diğer ikizde görülme sıklığını %75, çift yumurta ikizlerinde ise %47 olarak tespit etmiştir. Başka çalışmalar da OKB hastalarının birinci derece akrabalarında obsesif kompulsif bulgulara rastlanmaktadır.
- Seratonin gerialımında artış: Seratonin gerialımı üzerine etkili ilaçlar OKB tedavisinde etkilidir. Hastaların seratonin düzeylerinde artışlar saptanmıştır. Seratonin düzeyi düştükçe hastalık kliniği düzelmektedir.
- Dopamin artışı: Dopamin düzeylerindeki bozuklukları hastalığın ortaya çıkışında etken olabileceğine yönelik çalışmalar mevcuttur.
- Bağışıklık sistemi: Çocukluk çağında geçirilen streptokok enfeksiyonları ile OKB arasında ilişki olduğu düşünülmektedir. Antikor seviyeleri hastalığın otoimmun olma olasılığını düşündürmektedir.
- Sinir hasarı: Kafa travmaları, nöbetler, ensefalitler gibi bazı hastalıklarda OKB görülmesi hastalığın sinir hasarı ile ilişkili olabileceğini düşündürmektedir.
- Çocukluk çağı travmaları: Çocukluk döneminde yaşanan cinsel istismar gibi travmaların ileri yaşlarda OKB gelişimine katkı sağladığı düşünülmektedir.
- Kişilik özellikleri: Daha çok titiz, kuralcı, mükemmelliyetçi kişilik yapısına sahip kişilerde hastalık daha sık görülmektedir.
Psikodinamik Yaklaşımlar:
Freud: Obsesyonları bilinç dışı dürtüler ortaya çıkarır. Kişi saplanmış olduğu nesne veya doyum biçimlerine geriler. Bu gerileme sayesinde obsesyonun baskıcı etkilerinden kurtulur. Örneğin kirletme dürtüsüne karşı savunma mekanizması olarak aşırı temizlik uğraşları geliştirilir.
Öğrenme kuramı: Bazı dış uyaranlara gelişen tepkilerdeki sabit yaklaşımlar ve bunların yinelemeleriyle hastalık gelişir. Klasik koşullanma yoluyla edinilen korku, kaçınma davranışı ile artarak pekişir.
Varoluşçu yaklaşım: Obsesif bir kişi kendisine rağmen, düşünmek, hissetmek, kendisini korkutmak ve sürekli olarak da “majik” bir korkuya boyun eğmek zorundadır.
Fotoğraf: Alexandra Gorn