Obsesif kompulsif bozukluk tanı ve tedavisi

Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) tanısı: 

Takıntılar her zaman için obsesif kompulsif bozukluk olarak değerlendirilmez. Bir babanın çocuklarının ve ailesinin güvenliğini sağlamak üzere sık sık doğalgazı kontrol etmesi, kapı ve pencereleri her gece yatmadan önce belli saatte kilitlemesi, ya da kişinin inancı gereği yataktan her sabah sağ tarafından kalması, tuvalete sürekli sol ayağı ile girmesi obsesif kompulsif bozukluk değildir.  

Bir takıntının obsesif kompulsif bozukluk olması için kişinin günlük aktivitelerini ciddi şekilde kısıtlıyor, yaşamsal faaliyetlerini engelliyor olması gerekir. 



Obsesif kompulsif bozukluk tanısı hasta ile görüşme, aileden bilgi alma ve olası diğer hastalıkların ekarte edilmesi ile konur. 

Obsesif kompulsif bozukluk tanı kriterleri:  

  • Obsesyonlar, kompulsiyonlar ya da her ikisinin birlikte varlığı:  

Obsesyonlar:   

  • Bazen zorla ve istem dışı gelen ve çoğunlukla kişide anksiyete ya da sıkıntıya neden olan, yineleyici ve sürekli düşünceler, dürtüler ve düşlemler. 
  • Kişideki bu düşünce, dürtü ve düşlemler sadece gerçek yaşam sorunları üzerine duyulan aşırı üzüntüler değildir. 
  • Kişi bu düşünceleri, dürtüleri önem vermemeye ya da bunları baskılamaya çalışır ya da başka bir düşünce ya da eylemle etkisizleştirmeye çalışır.  
  • Kişi bu düşünce, dürtü ya da düşlemlerini kendi zihninin bir ürünü olarak görür. 




Kompulsiyonlar:  

  • Kişinin, obsesyona bir tepki olarak ya da katı bir biçimde uygulaması gereken kurallara göre yapmaktan kendini alıkoyamadığı yineleyici davranışlar (örn. el yıkama, düzene koyma, kontrol etme) ya da zihinsel eylemler (örn. dua etme, sayı sayma, bir takım sözcükleri sessiz bir biçimde söyleyip durma)  
  • Davranışlar ya da zihinsel eylemler, sıkıntıdan kurtulmaya ya da var olan sıkıntıyı azaltmaya ya da korku yaratan olay ya da durumdan korunmaya yöneliktir; ancak bu davranışlar ya da zihinsel eylemler ya etkisizleştirilmesi ya da korunulması tasarlanan şeylerle gerçekçi bir biçimde ilişkili değildir ya da açıkça çok aşırı bir düzeydedir.  
  • Obsesyon ya da kompulsiyonlar belirgin bir sıkıntıya neden olur, zamanın boşa harcanmasına yol açar (günde 1 saatten daha fazla zaman alırlar) ya da kişinin olağan günlük işlerini, mesleki (ya da eğitimle ilgili) işlevselliğini ya da olağan toplumsal etkinliklerini ya da ilişkilerini önemli ölçüde bozar.  
  • Bu bozukluk bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir ilaç ya da tedavide kullanılan bir ilaç) ya da genel tıbbi durumun doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı değildir.  
  • Başka bir hastalık varsa, obsesyon ya da kompulsiyonların içeriği sadece bu hastalıkla ilişkili değildir (örn. kaza geçirip yüzünde ciddi iz kalan kişinin sürekli yüzüyle ilgili düşünmesi, kapatmaya çalışması; bir yeme bozukluğunun olması durumunda yemek konusu üzerinde düşünüp durma gibi).  

Tanı konurken hastanın obsesyon ve kompulsiyonlara ilişkin düşüncesi, gerçek olup olmadığına ilişkin fikri alınır. Ayrıca aile öyküsü araştırılır.  

Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) tedavisi: 

Tedavide temel amaç bulguların hafifletilmesiyle birlikte işlevselliğin iyileştirilmesidir. 

İlaç tedavisi 

  • SSRI (seçici seratonin geri alım inhibitörleri) kullanılabilir. Bu alanda sertralin, fluvoksetin, fluvoksamin, paroksetin, sitalopram, essitalopram kullanılabilir. Tedavi süresi 12 hafta kadardır. Tedavi değerlendirilir, beklenen etki sağlanmışsa 1 yıla uzatılır. Genellikle yan etkilerdeki azlık nedeniyle ilk tercih olabilir.  
  • Klomipramin: Tedaviye eklenmesi önerilir ancak diğer trisiklik antidepresanlar gibi cinsel fonksiyon bozuklukları, ağız kuruluğu, kilo alma gibi yan etkileri olabilir. 
  • Davranışçı terapi: Hastada anksiyeteye neden olan obsesyonlarla mücadele ve kompulsiyonlardan kurtulma amaçlanır. Hastanın korktuğu durumlarla kontrollü olarak karşı karşıya bırakılması gibi.  
  • Bilişsel terapi: Hastanın tedirgin olduğu düşüncelerine daha az rahatsız edici yorumlar getirmesi amaçlanır. Düşüncelerinin gerçekleşme ihtimalinin düşük olduğu öğretilir. Daha gerçekçi düşüncelerle değiştirilmeye çalışılır. 
  • Bilişsel davranışçı terapi: Öğrenme stratejilerinin kullanılarak hastaya yeni davranışlar edindirme, stresle mücadele edebilmesini sağlama amaçlanır.  
  • Psikanaliz veya psikoterapi: Hastaya anksiyete ve depresyonla mücadele yöntemleri öğretilir, aile, sosyal, iş hayatı düzenlenmeye çalışılır. 

 Fotoğraf: Alexandra Gorn



Scroll to Top