Papiller tiroid karsinomu
Papiller tiroid karsinomu, tüm tiroid kanserlerinin en sık görülenidir (%80-85). Tiroid kanserleri arasında en iyi huylu olanıdır. Kadınlarda erkeklerden 3 kat fazla görülür. Ortalama 50 yaş civarında görülen bir kanserdir.
Papiller tiroid karsinomu tiroid folliküllerinin epitel hücrelerinden kaynaklanır. Düzensiz, bazen kistik özellik gösteren, katı bir kitle şeklindedir. Yakın dokuları ve lenfatikleri istila eder. Hastaların %10’unda ilk teşhiste metastaz gelişmiş olur. Erken yaşta ve erken teşhis edilen durumlarda prognozu iyidir.
Papiller tiroid karsinomunun radyasyon maruziyeti ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Özellikle çocukluk döneminde baş veya boyun bölgesine fazla radyason alan kişilerde daha sık görülmektedir. Ancak radyasyon alımı ile oluşan yatkınlık 30 yıla kadar sürebilen bir bekleme süresinden sonra kansere dönüşebilmektedir. Çevresel şartlar sebebiyle radyasyona maruziyet de papiller tiroid karsinomu ihtimalini artırmaktadır.
Papiller tiroid karsinomunun %5’inde ailesel ve genetik sebepler tespit edilmiştir. Özellikle Ailesel adenomatöz polipozis-Gardner sendromu, Werner sendromu ve Carney kompleksi tip 1 gibi hastalıklar papiller tiroid karsinomu açısından risk oluşturmaktadır.
Papiller tiroid karsinomu tiroid bezinde ağrısız kitle olarak gelişmektedir.
Papiller tiroid karsinomunun teşhisi:
Papiller tiroid karsinomu hastaları çoğunlukla tiroid hormon anormalliği olmayan hastalardır. Tiroid hormon profilinde bozukluk görülmeyebilir. Tiroid ultrasonografisi ile şüphelenilen hastalarda, ince iğne aspirasyon biyopsisi ile kesin tanı konur.
Tiroid ultrasonografisinde düzensiz kanlanma ve hipoekoik alanlar karakteristiktir. Tiroid bezi sınırları düzensizdir. Bazen mikrokalsifikasyonlar görülebilir ve mikrokalsifikasyonlar bu kanser için spesifiktir. Tiroid bezinde nodül veya nodüller görülebilir.
Papiller tiroid karsinomu teşhis edilen hastalarda, kanserin gelişim seviyesini ve yayılımını değerlendirmek için BT, MRI ve PET/CT gibi ileri görüntüleme yöntemleri uygulanabilir.
Papiller tiroid karsinomunun tedavisi:
Papiller tiroid karsinomunun teşhisi ve evrelemesinin ardından en etkin tedavi cerrahidir. Ameliyat öncesi risk değerlendirmesi yapılarak uygun hastalarda cerrahi tedavi uygulanır. Cerrahi tedavi lobektomi veya total tiroidektomi şeklimde olabilir. Hangisinin uygulanması gerektiği, hastanınkliniği, tümörün büyüklüğü ve yaygınlığı, hastanın cerrahi tedaviye yönelik riskleri ve tümörün evresinin değerlendirilmesi ile birlikte kararlaştırılır.
Cerrahi tedavi sonrası kalan tiroid dokularının temizlenmesi için radyoaktif iyot tedavisi uygulanabilir. Radyoaktif iyot tedavisine tümörün büyüklüğü ve uzak metastazın olup olmadığına göre karar verilir. Radyoaktif iyot tedavisinin de kendine has riskleri ve olası komplikasyonları vardır. Kalan tiroid dokularının temizlenmesi için kemoterapi uygulanabilir.
Papiller tiroid karsinomu kemoterapisinde kullanılan en yaygın ajanlar:
- Anti-anjiyojenik çok hedefli kinaz inhibitörleri (aaMKI-lenvatinib, sorafenib)
- BRAF kinaz inhibitörleri (vemurafenib, dabrafenib)
- MEK inhibitörleri (trametinib, kobimetinib)
- NTR gibi farklı yolları hedefleyen kinaz inhibitörleridir (larotrektinib)
- RET inhibitörleri (selpercatinib).
Cerrahi tedavi sonrası hastalarda tiroid hormonları azalacağı için ömür boyu tiroid replasman tedavisi almaları gerekecektir. Ancak istisnai olarak dokuda kalan papiller tiroid karsinomu hücreleri, TSH etkisiyle tekrar çoğalabilir. Bu nedenle TSH salgılanmasını baskılamak için yeterli dozda T4 hormon replasmanı ile ilaç tedavisine başlanır.
Papiller tiroid karsinomu tedavisinde termal ablasyon veya radyofrekans ultrasonografi ile ablasyon denemeleri de yapılabilmektedir.
Papiller tiroid karsinomu her ne kadar iyi prognoza sahip olsa da, ileri yaş hastalarda, erkeklerde, tiroid dışına taşan kanser olduğunda, tümör boyutu büyük hastalarda, doku kanlanması ve farklılaşması dikkat çekici olanlarda ve daha agresif ilerleyen alt tiplerinde prognozu daha kötü seyredebilmektedir.
Cerrahi tedavi sonrasında hastaların 5 yıl boyunca 6 ayda bir tekrar değerlendirilmesi ve nüks açısından incelenmesi gerekir.