Paratiroid bezleri boyunda tiroid bezinin arkasında bulunan dört adet bezdir. Bu bezler parathormon salgılarlar. Parathormon ise kan kalsiyum dengesini sağlar. Ayrıca D vitamini seviyesi ile fosfat dengesinde de rol alır.
Paratiroid hiperplazisi dört paratiroid bezinin büyümesini ifade eder. Paratiroid hiperplazisi kanda yüksek kalsiyum seviyelerine (hiperkalsemi) yol açan hiperparatiroidizm vakalarının yaklaşık %15’ine neden olur. Ortalama parathormon seviyesi 10 ile 65 pg/ml arasında değişir. Bir kişinin parathormon seviyesi bu aralığın üzerine çıkarsa hiperparatiroidizmden bahsedilebilir.
Paratiroid hiperplazisi rastgele veya kalıtsal olarak ortaya çıkabilir. Paratiroid hiperplazisi olan hastalarda genellikle hiperparatiroidizmin semptomları görülür. Bu hastalarda letarji, mide bulantısı, kabızlık, kas ağrıları, böbrek taşları, kemik kırıkları ve kemik erimesi görülebilir. İlerlemiş vakalarda böbrek taşları ve kemik sorunlarının geri dönülemez sonuçlara sebep olmaması için paratiroid hiperplazisi erkenden tedavi edilmelidir.
Paratiroid hiperplazisi kalıtsal bazı sendrom gruplarının bir parçası olabileceğinden ve bu sendrom ailesinde kanser hastalıkları da olduğundan dolayı hastalık riski daha geniş hesaplanmalıdır. Aynı zamanda diğer hastalıkların da araştırılması gerekebilir.
Paratiroid hiperplazisi görülen bezlerde sonradan paratiroid adenomu gelişme ihtimali de bulunmaktadır.
Paratiroid hiperplazisinin olası nedenleri:
- Radyasyon
- Kalıtsal hastalıklar
- Uzun süreli Lityum kullanımı
- Böbrek yetmezliği
Paratiroid hiperplazisinin teşhisi
Paratiroid hiperplazisi olan hastalarda yüksek serum kalsiyum seviyesi ile birlikte, düşük serum fosforu, yüksek parathormon düzeyi, yüksek serum klorür seviyesi, düşük serum bikarbonat düzeyi, idrarda yüksek kalsiyum atılımı görülebilir. Kemik incelemesi yapılan hastalarda düşük kemik mineral yoğunluğu tespit edilebilir.
Paratiroid ile ilgili bir sorun olabileceği düşünülen hastalarda kan ve idrar tetkiklerinin değerlendirilmesini takiben boyun ultrasonografisi, sintigrafi, bilgisayarlı tomografi veya magnetik rezonas görüntüleme yöntemleri ile kesin tanı konulur. Bazen biyopsi yapılması da gerekebilir.
Paratiroid hiperplazisi, paratiroid adenomu veya paratiroid kanserleri ile benzer görünüm ve klinik durumlara neden olabileceğinden dolayı kesin tanı biyopsi alınarak histopatolojik değerlendirme ile yapılır. Bazı hiperplazi veya adenom durumlarının birbirlerine dönüşebileceği de unutulmamalıdır.
Paratiroid hiperplazisinde genellikle tüm bezler tutulur. Nadiren birkaç tanesinde hiperplazi olabilmektedir. Paratiroid hiperplazisinde genellikle paratiroidin şef hücrelerinin hiperplazisi görülürken nadiren berrak hücrelerinin hiperplazisi görülebilmektedir. Paratiroid hiperplazisi dokusunda yağ dokusu nadirdir.
Paratiroid bezlerindeki clear cell (berrak hücrelerin) hiperplazisinde paratiroid bezleri 100 gr’a kadar büyüyebilir. Genellikle üst bezler alt bezlerden daha büyüktür. Hatta bu iki bez birbirlerine dokunacak kadar büyüyerek tek bir dev bez görünümü verebilir. Paratiroid bezlerinde aşırı genişleme olur ve bu hastalarda primer piherparatiroidizm görülür.
Paratiroid hiperplazisinin tedavisi
Paratiroid hiperplazisinin tedavisi cerrahidir. Genellikle dört bezin tamamına yakını çıkarılır. Hastanın kliniği ve paratiroid bezlerindeki hiperplazinin seviyesine göre cerrahi tedavi alternatifleri değişebilir. Küçük bir parça vücudun kalsiyum dengesini sağlaması için ön kola implante edilir. Ancak ilerleyen süreçte hiperkalsemi tekrarlarsa bu parçaya kolay cerrahi erişim sağlanacaktır ve onun da çıkartılması gerekebilir.
Paratiroid hiperplazisi tedavisinin komplikasyonları
Paratiroid hiperplazisi cerrahi tedavisinin komplikasyonları cerrahi işlemin komplikasyonlarıdır. Tedavi çoğunlukla başarılıdır ve hızlı düzelir. Çok nadir olsa da ses kısıklığı veya sinir kesilerine bağlı nörolojik semptomlar oluşabilir. Ayrıca kanama ve nadiren hipotiroidi gelişebilmektedir.