Preeklampsi nedir? Gebelik zehirlenmesine dikkat!

Preklampsi nedir ve kimler preeklampsi için riskli gruptadır?

Gebelik canlı yaşamının en doğal, fizyolojik dönemlerinden birisidir. Gebelik süresince kalıtsal, çevresel, psikososyal nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan, anne adayının veya bebeğin hayatını riske atabilecek kadar şiddetli olabilen bazı istenmeyen durumlar ortaya çıkabilir. Bir diğer bakış açısıyla gebeliğin kendisi de az da olsa riskli bir durumdur. Anne adayları ve bebekler, bu riskli durumlara müdahale edilme zamanı ve yöntemine bağlı olarak sağlıklı kalabilir. Geç veya yanlış müdahale edilen bazı basit durumlar anne adayı veya bebeğin kaybına kadar gidebilen bir tabloya neden olabilir.  

Gebelik Zehirlenmesi (Preeklampsi) Nedir? 

Gebenin ve bebeğin hayatını tehlikeye atabilecek riskli durumların ilk sıralarında gebelik zehirlenmesi (preeklampsi) yer alır. Gebelik zehirlenmesi gebeliğin tansiyon yüksekliği ile seyreden durumlarındandır.  Aslında bir gebelik komplikasyonudur. Anne ölümlerinin en sık görülen ilk üç nedeni arasındadır. Bu durumla karşılaşmamak için alınması gereken önlemlerin başında gebelik öncesi planlama aşamasında gebelik zehirlenmesi riskinin tespit edilmesi, buna ilişkin gerekli önlemlerin alınması yer alır. Erken dönemde risk tespit edildiğinde gebelik dönemi veya sonrasında olası organ hasarlarının önlenmesi mümkün olabilmektedir. 

Gebelik zehirlenmesi genellikle 20. gebelik haftasından sonra belirti ve bulgu verir. En temel belirti gebede kan basıncının artmasıdır. Kan basıncındaki artışa bağlı olarak başta karaciğer, böbrek olmak üzere birçok organda yetmezlikler gelişir. Eğer preeklampsiye bağlı olarak gebede nöbetler görülürse eklampsi denir. Hem eklampsi, hem de preeklampsi anne adayı ve bebeğin kaybıyla sonuçlanabilir. 



Doğum sonrasında, plasentanın ayrılmasıyla gebelik zehirlenmesi tablosunun düzelmesi nedeniyle, en önemli etkenin plasenta olduğu düşünülmektedir. Olası mekanizmalar şunlardır: 

  • Anne rahmi ve plasenta arasındaki dolaşımın bozulması:  Normalde anne ile bebek arasında oksijen ve gıda alışverişini sağlayan damar yapısında, gebelik zehirlenmesinde enflamasyona bağlı hasarlar olur. Anne bebek arasındaki alışveriş bozulur, damarlar kasılır ve tansiyon yükselir. 
  • Böbrek fonksiyonlarda bozulma: Böbrek damarlarındaki hasar ve kasılmaya bağlı olarak emilim bozulur. İdrar miktarı azalır, idrarda protein, kanda üre düzeyi artar. 
  • Karaciğer fonksiyonlarında bozulma: Genel olarak damar kasılmaları karaciğer fonksiyonlarını bozar, sıvı elektrolit dengesizlikleri oluşur, hasara bağlı olarak damar dışına sıvı sızması, ödem ve kan damarlarında pıhtılaşma oluşur. Pıhtılaşma yaygınlaşırsa DIC (dissemine intravasküler koagulasyon) denilen ciddi riskli tablo gelişebilir. 
  • Akciğer ve kalp sorunları: Damarlardaki hasara bağlı olarak akciğer içine sıvı sızar. Biriken sıvı akciğerlerde ödeme, kalbe binen yükte artışa neden olur. 
  • Beyin sorunları: Beyin içi kan damarlarındaki kasılmalara bağlı olarak beyin içine sıvı sızması, beyin ödemi ve ileri dönemde nöbetler gelişebilir. 

Preeklampsinin belirti ve bulguları nelerdir?: 

  • Tansiyon yüksekliği (kan basıncının en az iki defa farklı zamanlarda ölçümde 140/90 mmHg’nın üzerinde olması), 
  • İdrar miktarında azalma, 
  • İdrarda protein kaybı, 
  • Baş ağrısı, 
  • Görme sorunları (ışık hassasiyeti, bulanık görme vs), 
  • Bulantı, kusma, 
  • Karın ağrısı, 
  • Nefes darlığı, 
  • Kanama bozuklukları, 
  • Karaciğer yetmezliği bulguları, 
  • El, yüz bacaklarda şişme, 
  • Kilo artışı. 

Preeklampsinin risk faktörleri: 

  • Gebelik öncesi tansiyon yüksekliği olması, 
  • Ailede gebelik zehirlenmesi hikayesi, 
  • Ölü doğum hikayesi, 
  • İlk gebelik, 
  • Çok genç yaş veya 35 yaş üstü gebelik yaşı, 
  • 2 yıldan kısa veya 10 yıldan uzun gebelikler arası süre, 
  • Obezite, 
  • Çoğul gebelik, 
  • Diyabetes mellitus varlığı, 
  • Migren, 
  • Pıhtılaşma bozuklukları, 
  • Kronik böbrek yetmezliği, 
  • SLE (sistemik lupus eritematozis), 
  • Yardımcı üreme teknikleriyle gebelik. 



Preklampsinin tanısı: 

Gebelik kontrollerinde anne adayından alınan anamnez bulguları tanıya yardımcı olur. Gebelik öncesi tansiyon yüksekliği, kanama bozuklukları, böbrek hastalığı vs sorgulanır. 

  • Tansiyon yüksekliği tanı da temel bulgudur. İki defa ve en az 4 saat arayla ölçülen tansiyon ölçümlerinde 140/90 mmHg üzeri değerler tanı için esastır. 
  • İdrar testleri (proteinüri), 
  • Tam kan sayımı (trombosit düzeyinde azalma), 
  • Karaciğer (ALT, AST vs)  ve böbrek (üre, kreatinin vs) fonksiyon testleri, 
  • Görme testleri, 
  • Ultrasonografi, 
  • NST (non stres testi).  

Preklampsinin komplikasyonları: 

  • Böbrek yetmezliği, 
  • Kalp yetmezliği, 
  • DIC (dissemine intravasküler koagülasyon) (yaygın pıhtılaşma bozukluğu), 
  • Karaciğer yetmezliği, 
  • Pıhtılaşma sorunları, 
  • Görme kaybı, 
  • Beyin kanaması, 
  • Plasentanın erken ayrılması, 
  • Erken doğum, 
  • Ölü doğum 



Preklampsinin tedavisi: 

Gebelik zehirlenmesi tedavisinin temelinde tansiyon yüksekliğinin kontrol altında tutulması yer alır. Tansiyon düşürücü ilaçlar kullanılabilir. Kan basıncı düzeyinin çok yüksek olduğu durumlarda gebelik için uygun ilaçlar tercih edilebilir. Uzman kontrolünde magnezyum sülfat kullanımı da çok yüksek kan basıncı düzeyinin kontrolünde kullanılabilir. Magnezyum sülfat nöbet gelişiminde  de kullanılabilir. 

Altta yatan bir kronik hastalık varsa kontrol altına alınması önemlidir. Kortikosteroidler özellikle akciğer ödeminin kontrolünde faydalı olabilir. 

Anne adayında hayati tehlike olması durumunda gebelik sonlandırılabilir. Kontrol altında tutulan gebelik zehirlenmesi vakalarında gebeliğin 34-37. haftalar arasında bebeğin sezeryan ile alınması önerilir. Bazı durumlarda kontrol altında normal doğum denenebilir. 

 Preklampsi hakkında daha ayrıntılı bilgi için lütfen tıklayınız.

Fotoğraf: Amina Filkins


Scroll to Top