Üre testi

Kanda üre testi

Besinlerle alınan gıdaların bir kısmı proteinlerden oluşmaktadır. Bu proteinler vücudumuzda aminoasitlere dönüşerek kan dolaşımı ile ihtiyaç duyulan organlara taşınırlar. Kullanılan veya ihtiyaç fazlası olan aminoasitler ise amonyak ve organik asitlere dönüştürülerek karaciğere gönderilirler. Amonyak ve organik asitler vücudumuz için zararlı olduğundan parçalanarak zararsız hale getirilmek üzere karciğere gönderilir. Amonyak karaciğerde belirli işlemlerden geçirilerek üreye dönüştürülür ve vücuttan atılır. Amonyağın üreye dönüşme aşamalarına üre döngüsü denir. 

Karaciğerde üretilen üre suda çözünebildiği için idrarla atılabilmektedir. Üre az miktarda da ter, süt ve gözyaşında da bulunduğu tespit edilmiştir. İdrarla atılamayan ürenin kandaki seviyesinde artış görülür.



Kanda ürik asitin üst sınırı, erkeklerde 7-8 mg/dl, kadınlarda ise 6 mg/dl’dir. Yapımında fazlalık ve atılmasında azalma olduğu durumlarda kan düzeyi artar. Yükseklik yapısal olabileceği gibi bazı faktörlerin sonucu olarak da kan düzeyi artar. Kanda üre seviyesinin artmasına üremi denir.  

Üre yüksekliği genellikle böbrek yetmezliğinin ve hemodiyalizin takibi ve diğer tedavilerinin etkinliğinin izlenmesi için değerlendirilir. Böbreklerle atılan üre miktarının böbrek kapasitesinin üzerinde üretilmesi de karaciğer hastalıkları ile ilişkilendirilebileceğinden karaciğer fonksiyonları ve olası hastalıkları da değerlendirilir. Diğer taraftan idrarla atılan veya kandaki üre seviyesinin normalin altına düşmesi karaciğerde üre üretiminin düşüklüğüne dair bir gösterge de olabilmektedir. Bu durumda kandaki amonyağın üreye dönüştürülmesi aşamalarında herhangi bir problem de oluşabilir.  

Kanda üre seviyesinin artması, ürenin hem kan hem de diğer organlarda birikmesine ve bu alanlara has semptomlara sebep olur. Üremi genellikle böbrek yetmezliklerinde görülür. Üremi durumunda özellikle sindirim sistemi, kardiyovasküler ve santral sinir sistemi etkilenir.  

Üremi görülen hastalarda sindirim sistemine has bulantı, kusma, ishal ve iştahsızlık görülebilir. Santral sinir sistemi etkilenirse kişilik değişiklikleri görülebilir. İleri düzeyde üre yüksekliklerinde irritasyon, halüsinasyonlar ve komaya kadar ilerleyen semptomlar görülebilir.  



Üremi metabolik asidoza neden olabileceğinden hastalarda Kussmaul solunumu, deri pigmentasyonunda artış, kaşıntı, anemi ve böbrek fonksiyonlarında azalma görülebilir.  

Kan üre seviyesinin artmasından şüphelenilen hastalarda böbrek veya kardiyovasküler semptomlar incelenebilir. Özellikle böbrek yetmezliği belirtileri olan hastalarda, idrar yapamama veya el, yüz ve ayaklarda ödem oluşması gibi semptomların oluşması kan üre seviyesine dikkat çeker.  

Üre yüksekliği tek başına değil, kreatinin ve böbrek fonksiyonları gibi diğer tetkikler ve hastanın semptomları, hastanın hastalık öyküsü ve eşlik eden diğer hastalıklar birlikte değerlendirilir.  

Diyabet hastalarında uzun süreli takipler sonuda böbreklerin etkilenip etkilenmediğini izlemek için üre testi yapılır. Kalp hastalıklarında da böbrek fonksiyonlarının yeterli olması ve vücudun hemodinamik dengesinin ne durumda olduğunu incelemek için üre testi yapılır.  

Belirli ilaç tedavilerinden önce, kullanılması planlanan ilaçların böbreklerden atılması bekleniyorsa, böbrek fonksiyon testlerinin bir parçası olarak da kan üre seviyesi kontrol edilebilmektedir. 

Böbreklerle üre atılımı için böbreklerin kanlanmasında herhangi bir bozukluk olmaması beklenir. Böbreklerin kanlanmasında herhangi bir anormaliiğe sebep olabilecek konjestif kalp yetmezliği, şok, stres, ağır yanıklar, miyokard infarktüsü veya dehidratasyona neden olabilecek durumlar kan üre seviyesinin artmasına neden olabilir.  



Böbreklerin kendisinden veya böbrek çıkışında idrar akışını engelleyen durumlarda da idrarla üre atılımı aksayacağı için kan üre seviyesi artabilmektedir. 

Kan üre seviyesini artıran durumlar: 

  • Diyabet 
  • Obezite 
  • İdrar söktürücü ilaçlar 
  • Kardiyak hastalıklar 
  • Az su içmek 
  • Sıvı kaybına neden olan durumlar (ishal vb.) 
  • Alkol alımı 
  • İleri dönem kalp yetmezliği 
  • Ürik asit atımını azaltan böbrek hastalıkları 
  • Bazı kan hastalıkları 
  • Gut hastalığı 
  • Eklem iltihabı (artrit) 
  • Böbrek taşlarıve hastalıkları 
  • Kemiklerde ürik asit depolanmaları 
  • Aşırı protein tüketimi 

Kan üre seviyesini azaltan durumlar: 

  • Karaciğer hastalıkları 
  • Beslenme bozuklukları ve malnutrisyon 
  • Aşırı su içmek 
  • Üre siklusu bozukluğuna neden olan hastalıklar 

 Fotoğraf: Raghav Bhasin



Scroll to Top